Yardımseverlik konusunda adeta centilmenlik örneği sergileyen Göztepe, zorda kalana, mutlak 3 puan ihtiyacı olana el uzatmaya devam ediyor.

1 ay öncesine kadar Avrupa hayalleri kuran taraftar, son 3 haftada alınan mağlubiyetlerle beraber ligin ortasına demir atan takımlarının en azından bulunduğu konumda ligi bitirebilmesi için umut eder hale geldi. Göztepe öyle bir konumdaydı ki; Gaziantep maçıyla beraber ligi tam ortadan ikiye bölecek ve üst sıralara tutunacaktı. Bu süreçte önce lig sonuncusu Kayserispor’a deplasmanda 3 puan bırakarak küme düşmenin en büyük adayı olan rakibini adeta canlandırdı. Ardından şampiyonluk yarışında puan kaybına tahammülü olmayan Başakşehir’e kendi evinde mutlak bir mağlubiyetle 3 puan verdi. Başakşehir kalite olarak ve oynadığı oyun ile Göztepe’den çok daha iyi bir seviyede olduğu için bu mağlubiyet normal görülebilir ama en azından mücadele edilebilmeliydi. Son olarak bu hafta yine düşme potasından kurtulmaya çalışan ve 61 yıldır hiç yenemediği Kasımpaşa’ya karşı deplasmanda hiç varlık gösteremedi ve 3 haftada kalesinde 6 gol görüp rakip filelere hiç gol atamadan 3 mağlubiyetlik bir seriye düştü.

Sorun Ne?

Peki İlhan Palut’un göreve gelmesinden sonra uzun süre yenilmeyen ve ligin 2. Yarısında önce Antalyaspor deplasmanı sonra iç sahada Beşiktaş galibiyetleriyle başlayan Göztepe’ye ne oldu da böyle bir duruma geldi? Cevabı rakiplerin Göztepe’nin oyun anlayışını çözmüş olmaları ve takımın yaşadığı konstantrasyon kaybıyla mücadele gücünü yitirmesi olarak görüyorum.

Göztepe ligin en iyi kanat hücumu yapan takımlarındandı ve golleri forvet oyuncularıyla değil kanat ve orta saha oyuncularıyla buluyordu. Hızlı ve yetenekli kanatlara beklerin desteği ekleniyor orta sahadan da gelen teknik ve oyunun yönünü hızlı değiştiren hücum katkılarıyla Göztepe tehlikeli ataklar yapıyor ve işi bitirebiliyordu. Fakat bu oyunun devamlılığı ne yazık ki aynı isimlere bağlıydı. Rakip teknik direktörlerin kanatları durdurmanın yolunu bulmasıyla ve takımın en önemli silahı Serdar’ın önce mental olarak sonra da sakatlanıp fiziken takımdan düşmesiyle birlikte Göztepe’nin hücum gücü tükendi. Kanatlardan içeri giremeyen ve hızlı ataklar yapamayan Göztepe sadece kanatlardan orta açabilir durumda oyun oynuyor. İstatistikleri incelediğimizde de orta sahaya açılan orta sayısı oldukça fazlayken, topla buluşma ve son vuruşu yapma konusunda başarılı bir forvet oyuncusu olmayan İzmir ekibi ne yazık ki skor üretemedi.

Farklı Hücum Taktikleri Gerekli

Cameron Jerome’un ceza sahası içinde etkisiz bir forvet olması nedeniyle devre arasında tam da bu profilde olduğu düşünülen ve büyük umutlarla transfer edilen Kamil Wilczek de etkisiz çıktı. Hal böyleyken orta sahadan dikine veya kanatlardan içeri kat edemeyen bir takımın ceza sahasına uzun toplarla gol bulma şansı oldukça düşük kalıyor. 

İlhan Hoca’nın ertelenen Rizespor maçını kaybetmeye tahammülü olmamalı zira düşme potasındaki bir diğer rakibine de 3 puan verdiği takdirde kendisini hiç beklemediği bir anda o potanın yakınında bulabilir. Göztepe kadro olarak farklı hücum alternatifleri sergiyelebilecek düzeyde ve kendinden çok daha zayıf rakiplere karşı hem oyun olarak hem skor olarak sahada kaybetmemeli. 

Kamil Wilczek her kadar henüz bekleneni verememiş ve gol atamamış olsa da oyuncu geçmişine baktığımızda aslında ceza sahası içinde çok başarılı bir forvet. Belki de özgüven eksikliği ve uyum sorunu yaşıyor olabilir, bu bağlamda ilk 11’de sahaya çıkmaya devam etmesi gerekiyor.