İnsanı insan yapan, özüdür. Kendini yani özünü bilen insan, tüm varlıkların hakikatini de bilir. Kendine dönen, kendine gelen, kendini bilen insan, her şeyden yani tüm varlıklardan kurtulmuştur. Gözle görünen varlıkların hepsi gelip geçicidir. Var gibi görünür; ama gerçekte yoktur. Gerçek olan, gözle görünmeyen ve hiçbir zamanda görünmeyecek olandır. İnsan da var gibi görünür; ama o da gerçekte yoktur. Gerçekte var olan ‘öz’dür.

“Bir ben vardır bende; benden içeri” diyen Yunus Emre, kendi içindeki öz’e dikkatleri çekmek istemiştir. ”Görünen ben”i oluşturan “görünmeyen ben”dir. Yani özümüzdür. Newton fiziğine göre, bizim “görünen ben”imiz yani vücudumuz bir gün gelip “yok” olacaktır. Kuantum fiziğine göre ise zaten “yok” hükmündedir. Gerçekte var olan, görünen değil görendir; düşünülen değil düşünendir.  O insan görünse de vardır, görünmese de… Düşünse de vardır, düşünmese de… Bilinse de vardır, bilinmese de…

İnsan, gözle görülmeyecek, ancak bir ışık mikroskobuyla görülebilecek kadar küçük bir hücrenin yani zigotun açılımıyla ortaya çıkmıştır. İnsan adeta bir nokta (zigot) dan oluşmuştur. Zigot, evrenin büyüklüğü ile kıyaslandığında ise “yok” hükmündedir. Görünen insan da bundan farklı değildir. Matematikte sonlu sayının sonsuza oranı “0”dır. İnsan büyüklük itibarıyla bir hiçtir. Ancak özü itibarıyla her şeyi oluşturandır. İnsan adeta kendi özünün oluşturduğu bir okyanusun içinde yüzmektedir. Kendini bilmeyen bir insanı, kozasının içinde hapis kalan bir ipek böceğinin kurtçuğu olarak düşünürsek kendini bilen insan kozasını delip dışarı çıkan özgür bir kelebektir.

 İşte bu kelebekler ölmeden önce ölenlerdir, kozalarından çıkanlardır, yani uyananlardır. Kelebeğin ömrü kısadır. Kısa süreli ömürlerini tamamlayarak sonsuzluk alemine göç ederler. Orada nasıl bir hayat yaşadıklarını ise kimse  bilemez.

Belki de sizlerin arasına tekrar dönmüşlerdir, her an sizinle beraberdirler.

Size çok yakındırlar.

Hatta sizin özünüzde olabilirler.

Belki de siz onlarsınız…

Gerçekte ise sizden başkası yok…

Siz sadece rüya görüyorsunuz, kendiniz için oluşturduğunuz bir dünyada, bir evrende yaşıyorsunuz.

-Kendi ördüğünüz kozanızdan çıkma zamanınız gelmedi mi?

-Artık uykudan uyanma, kendine gelme, kendini bilme zamanı gelmedi mi?

-Uyanan bir insan karşısında neyi görür bilir misiniz?

Önce kendini uyandıranı görür. Ayrıca uykuda olanları ve uyuyanları…

Eğer bir tehlike söz konusu değilse uyuyanların uykularını almalarını beklersiniz, şefkatiniz ve merhametiniz gereği…

Eğer yangın, deprem ve sel gibi bir tehlike söz konusuysa bir an önce onları uyandırma zorunluluğunuz vardır. Yoksa karşılaşacakları kötü durumlardan siz sorumlu tutulursunuz.

Bu nedenle uyananlar; uykuda olanları koruyup kollamanın,  gözetmenin, emniyetlerini sağlamanın görevleri olduğunu bilirler.

Güzel rüya görenleri uyandırmazlar, sevinçleri ve mutlulukları sona ermesin diye…

Kötü, korkulu rüya görenleri uyandırırlar; sıkıntıları, acıları, dertleri, tasaları sona ersin diye…

-Şimdi bana söyler misiniz? Şu anda insanlar güzel rüya mı yoksa korkulu bir rüya mı görüyorlar?

-Sıkıntılı, dertli, kaygılı, stresli, sorunlu bir yaşam sürdüren; gelecek endişe ve kaygısı yaşayan insanları uyandıralım mı? “Elbette uyandıralım” dediğinizi duyar gibiyim.

-Fakat bu iş nasıl olacak?

Uyanmış birisi ancak başkalarını uyandırabilir. Kendi uyanmamış olan, uykuda olanları nasıl uyandırabilir?

Tanıdığınız uyanmış biri varsa hemen ona gidin! Ama nasıl diyeceksiniz? Uyanmayanlar,  uyanmış olanı nasıl tanır, nasıl fark eder?

Uyananlarsa uyanamayanları da bilir, uyuyanları da…

İşimiz sadece uyananlara kalmış gibi gözüküyor.

Merek etmeyin! Uyananlar her şeyin farkında… Sizi de en kısa süre içinde uyandıracaklar.

Siz içinizi rahat tutun! İsterseniz uyumaya da devam edin…

 Yalnız biliniz ki sizin de uyanma vaktiniz yakındır.

Hem de çok yakın…

Bu yazdıklarımı okuyor olmanız bile uyanmakta olduğunuzu gösterir.

Şu anda insanlar “Bir”ve “Bir” uyanmaktalar…

Yakında ise “Birdenbire” uyanacaklar.

Ve…

Birdenbire uyanmak o kadar muhteşem olacak ki,

Bu durum,

İnsanlık tarihinde ilk kez gerçekleşmiş olacak.

Ne mutlu bu süreci yaşayanlara ve yaşayacaklara!

 

Işık ve sevgiyle kalın!