Geçtiğimiz Aralık ayında İsviçre’deydim. Pasaport kontrolündeki adam yüzüme nefretle baktı. Elimi, parmak izi alınacak alete yanlış koyduğum için, etrafın dikkatini çekecek şekilde bana bağırdı ve tükürür gibi uyardı.

 ‘’ Pardon’’ dedim ve hafif alaycı bir tonla: ‘’Gülümseyin ve sakin olun,  Noeldeyiz ‘’.

‘’Bu senin kutlaman  değil ki ‘’ dedi  daha da hiddetlenerek.

‘’ Siz benim dinimin ve inancımın  ne olduğunu  nereden biliyorsunuz ki, ‘’ dedim bu kez ben de tersleyerek… 

‘’Türk’sün.  Biliyorum…’’ dedi. 

‘’ Bu benim noelim ve yılbaşı tatilim. Benim kutlamam. Siz bilemezsiniz. Ayrıca benim inancım sizi ilgilendirmez.’’   diyerek  o sinirlendikçe tebessüm ettim.  İçimden  de ‘’ya sabır ! ‘’diyerek gümrükten çıktım.

Dışarıda itibarımızın arttığını iddia edenlerin kulaklarını çınlatarak asıl konuma ve haberime geçiyorum:

               Geçtiğimiz günlerde İsviçre’de halk,  göçmenlerin İsviçre vatandaşlığına geçişi hakkındaki yasa tasarısı için referanduma gitti. Yasa, İsviçre’de doğan ve en az 5 yıl okula giden, aile büyükleri 10 yıl İsviçre’de yaşamış 25 yaşından küçük göçmenleri kapsıyor. Özellikle de Müslümanlar çoğunlukta.  Sürpriz bir sonuçla  %59  kabul ,  % 41karşı oy çıktı.   Oysa bazı partiler, burka giymiş kadın fotoğrafı kullanarak, ‘Kontrolsüz vatandaşlığa hayır!’ sloganı  ile,  İsviçre’nin, gelecek yıllarda Müslüman bir toplum haline döneceği yönünde uyarı mesajları vermişlerdi. Biz de, çeşitli kentlerin duvarlarındaki koskoca panoları görmüş ve ürkmüştük. 

           İlginçtir… Belki de eğitimli ve çağdaş vatandaş olabilmenin  bir sonucudur; halkın büyük bir kesimi,  bir genelleme yaparak tüm Müslümanları ve tüm Türkleri aynı statüde değerlendirmiyor. Ayrılıkçı bir tutum sergilemeden, önyargı geliştirmeden,  insanına göre davranmayı önemsiyor. ( Gümrükteki terbiyesiz adam  istisna.)

           Ülkemizdeki Suriye’liler içinse,  onlara daha üstün haklar  tanımadan, mukayeseye yol açacak  kolaylıklar sağlamadan ve kendi öz vatandaşımızın lokmasından alınıp onlara verilmeden  bir çözüm bulunması mümkün olmalıdır.  Öncelikleri ve kayırılmaları nedeniyle düşman azınlık yaratılmasının engellenmesi  de gelecek için önemdedir. 

         İsviçre’den kopya çekersek,   bizdeki  adı da KONTRULLÜ VATANDAŞLIK olabilir.