Bu yazının başlığını gören çoğu kişinin aklına;

“Newton ve Kuantum fiziği ile ledün ilminin uzaktan yakından ne ilgisi var?”diye bir soru mutlaka gelebilir.

Bugün bilimsel çevreleri büyük ölçüde etkileyen kuantum fiziği alanında Cern’deki muazzam gelişmeler, şimdiye kadar anlaşılması çok zor olan Ledün  yani Hakikat ilminin anlaşılmasını ve anlatılmasını oldukça kolaylaştırmıştır.

Kuantum fiziğinin halk katmanlarınca da anlaşılır ve benimsenir hale gelmesi bilim insanlarının aşağıda sıralanan cümleleri ve benzerlerini dile getirmelerine sebep olmuştur.

“Biz gerçekten bir düşünce evreninde, kavramsal bir evrende yaşıyoruz.” (Jhon Hagelin)

“Tasarlanan, oluşturulan ve yönetilen dünya bizim bilincimizde meydana gelmektedir.” (Deepak Chopra)

“Madde hakkındaki gerçek; evrenin özünün bilinç olduğu gerçeğidir.” (Deepak Chopra)

“Fiziksel gerçekliğe atfettiğimiz tüm sıfatlar, özellikler aslında kendi bilincimizdeki olaylardır.” (Deepak Chopra)

“Tüm bu evren tek bir bilinçten yani Tanrının bilinci, Evrenin bilinci, Birleşik alandan meydana gelmektedir.” (Deepak Chopra)

“Evren, çok güçlü şekilde bilinçtir.” (Jhon Hagelin)

“Her deneyim tek olan yani yüce ve her şeyden gani olan kutsal bir bilinçte oluşmaktadır.” ( Deepak Chopra)

“Zihnin, düşüncenin dışında, hiçbir şey yoktur.” (Deepak Chopra)

“Her şey tek ve bütündür.” (Jhon Hagelin)

“Biz, özümüzde biriz.” ( Jhon Hagelien)

“Biz, tek bir enerji alanıyız.” (Deepak Chopra)

“Biz, O bilincin varlığı ile varız.” (Deepak Chopra)

“Biz, O bilinçte mevcuduz.” (Deepak Chopra)

Tüm bu ve buna benzer ifadeler, bugüne kadar tasavvuf düşünürlerimizin yüzyıllardır dile getirdikleri, fakat anlaşılması ve anlatılması zor söylemlerdi. Çünkü bilimsel ayağı eksik kalıyordu!

Bu konuda bizim tasavvuf edebiyatımızda dile getirilen ifadelerin bir kısmını da kısaca şöyle sıralayabiliriz:

“Her şey fanidir, Baki olan Allah’tır.” (Kur’an)

“Her şey yok olucudur, var olan sadece O’dur.” (Kur’an)

“O’ndan başka güç, kuvvet sahibi bir varlık yok.” (Kur’an)

“Nerede olursanız olun; O, sizinle beraberdir.” (Kur’an)

“Bu dünya yalan dünya!” (Anonim)

“Bir ben vardır bende benden içeri!” (Yunus Emre)

“Ene’l Hakk!” (Hallac-ı Mansur)

“Küçük insan büyük alemin yani makro kozmosun bir minyatürüdür.”  (Muhyiddin-i A’rabi)

“İnsan, düşünceden ibarettir; gerisi et ve kemiktir.” (Mevlana)

“Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen.’’ (Kendine iyi bak ki, alemin özü sensin.) ( Şeyh Galip)

Tüm bu ifadeler ve söylemlerle kuantum fiziği bilgileri ışığında bilim insanlarının dile getirdiği cümleler neredeyse satırı satırına aynıdır.

Newton fiziği kurallarıyla bilinen dini yani şer’i kuralları benzeştirirsek, Kuantum fiziği kuralları ile de ledün ilmini benzeştirmemiz yanlış olmaz.

Newton fiziğine göre her varlık, diğer varlıklardan farklıdır. Varlıklar arasında belirli kurallar geçerlidir. Şer’i kurallara göre de her insan, diğer insanlardan farklıdır. İnsanlar arasında da hukuk kuralları geçerlidir.

Kuantum fiziğine göre, tek bir varlık vardır. Buna “Birleşik alan” veya “Tek bir bilinç” de denmektedir.

Benzer şekilde, Hakikat yani Ledün ilmine göre de gerçekte tek bir varlık vardır. O’na da “Hakk” veya “ Hu” gibi isimler verilmektedir.

Bugün bilim insanları, Newton fiziği ile Kuantum fiziğini birlikte değerlendirebilecek “Her şeyin Teorisi” adı altında bir teoriyi oluşturup hayata geçirme gayreti içindeler.

Tasavvuf ehli olan Hakk dostları da Şer’i bilgiler ile Hakikat yani Ledün bilgilerini birleştirme hususunda çok büyük gayret gösterdiler. Bu birleştirmeleri gerçekleştiren çok kıymetli şahsiyetler içinde bulundukları topluma ve tüm insanlığa ışık olmuşlar ve onlara yol göstermişlerdir.

Sadece Şer’i yani dini bilgileri bilen, ancak Hakikat bilgilerini bilmeyen kişilere: “Fasık yani günahkar”; Hakikat bilgilerini bilmesine rağmen, Şer’i yani dini bilgileri yaşantısında göstermeyen kişilere: “Zındık”; Hakikat bilincine göre Şer’i kuralları uygulayan kişilere de: “Evliya” denmiştir.

Bugün, kuantum fiziği kurallarını bilmeden, sadece Newton fiziği kurallarına göre hayatlarını sürdüren insanların sıkıntılı ve stresli bir hayat yaşadıklarını, Kuantum fiziğinin kendilerine sağladığı bir bilince sahip olup da gerçeklerden kopan, hiçbir şeyi önemsemeyip; sorumsuzca ortada dolaşan kişilerin de kendilerini düşünerek hareket ettiklerinden, içinde bulundukları topluma ve dünyaya yararlı işler yapamadıklarını ibretle görmekte ve izlemekteyiz.

Eğer insan, kuantum fiziğinin kendisine sağladığı bakış açısı ile bakarken aynı zamanda Newton fiziği kurallarına göre de hareket ediyorsa, böyle insanların gerçeğe ermiş, aydınlanmışlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu özelliğe sahip kişiler, insanlığın uyanışında ve geleceğinin inşasında önemli görevleri üstlenebilecek duruma ulaşırlar.  Bireysellikten kurtulup kendilerini tüm insanlığın kurtuluşuna adarlar. Böyle kişilere İnsan-ı kamil, Evrensel İnsan denir.                             Mustafa Kemal Atatürk’ün hizmetlerine ve eserlerine baktığımda onun da evliyalardan olduğunu söylemek durumundayım.

Bu aydınlanmış, gerçeğe uyanmış kişilerin bilinçlerinin Kozmik Bilinç’ten en üst düzeyde beslendiğini söylememiz hatalı olmaz.

 

Işık ve sevgiyle kalın!