Emekli ikramiyesi, kamu kurumunda çalışanların çalışmalarını istifa ile veya emekli olarak sonlandırdıklarında çalışma süreleri için  kendilerineödenen toplu paradır. Emekli sandığında ara vermeden yıllarca çalışıp emeklilik için yaş ve prim günü şartlarını doldurup emekli olanlar için emekli ikramiyesi basit bir işlemdir. Emekli maaşınız bağlandıktan sonra bir dilekçe ile Kamu İdaresi  Daire Başkanlığından talep etmenizden sonra emekli ikramiyeniz Ziraat Bankasına adınıza havale edilir.Ancak emeklilik şartlarını taşımadan Kamu Kurumundan ayrılmanız halinde emekli ikramiyesi karmaşık bir hal alabilir. 

İkramiye ödemesi çalışma hukukundan kaynaklanan bir ödeme unsurudur.5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile düzenlenmiştir. 1.10.2008 tarihinden  önce göreve başlayan memurların emekli ikramiyeleri, 5434 sayılı Kanunun 89. maddesi kapsamında hesaplanmakta ve ödenmektedir. Ekim 2008 tarihinden itibaren yeni göreve başlayan memurların ikramiyeleri ise aynı kanunun Ek 82. maddesine göre ödenir. Her iki grup kamu personeli için de ikramiyenin hesaplanması ve ödeme esasları aynıdır. 

Memurlar 30 yıldan fazla çalışsalar bile en fazla 30 yıllık hizmetleri için ikramiye alabiliyorlardı. Fakat Anayasa Mahkemesi 2014 yılında 5434 sayılı Kanunun ilgili hükmünü iptal etti. Böylece memurun hizmet süresi kaç yıl ise, tamamı için ikramiye almasının önü açıldı. Fakat iptal kararından önce emekli olmuş ve 30 yıldan fazla hizmeti olan memurlar, fazlaya dair ikramiyelerini alabilmek için dava yoluna gittiler. 6770 sayılı Torba Kanunun 1. maddesi bu konuyu düzenliyor. Buna göre Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden bir yıl içerisinde yani 27 Ocak 2018 tarihine kadar talepte bulunmak şartıyla, geçtiğimiz yıllarda 30 yıldan fazla hizmetle emekli olan memur emeklileri veya bunların hak sahiplerine fazlaya dair ikramiyeleri ödenecek. Fakat ödeme iki taksitte yapılacak olup, 7500 liraya kadar olan tutar ilk taksitte, varsa kalan kısım takip eden yılın aynı ayında ödenecek. Ödemelergüncel rakamlarla değil, kişinin emekli olduğu tarihteki katsayılara göre yapılacak. Dava açmış olanlar, davadan feragat etmek şartıyla ikramiye alabilecekler. Bu durumda yargılama giderleri davacıda değil, idare üzerinde kalacaktır.Ödemeler güncel katsayılar yerine kişinin emekli olduğu tarihteki katsayılara göre yapılacağı için, emeklilik tarihi eski olanlar düşük, yeni olanlar yüksek rakamlardan ikramiye alacaklardır.
Memurların emekli ikramiyesine esas süre hesaplanırken, fiilen görev yaptıkları süreler ve varsa fiili hizmet süresi zammı toplamı dikkate alınır. Ancak itibari hizmet süreleri ikramiye hesabında dikkate alınmaz. 
Bazen memurlar, emeklilik için gerekli hizmet yılını doldurup görevden ayrılarak, emeklilik yaşlarını çalışmadan bekleyebiliyorlar. Fakat memura emekli ikramiyesinin ödenebilmesi için, emekli, adi malul veya vazife malullüğü aylığının bağlanması gerekiyor. Dolayısıyla hizmet yılını doldurup da yaşı beklemek üzere görevinden ayrılan memura ikramiye ödenmiyor. Yaş şartını da sağlayıp emekli aylığı bağlandığında, ikramiyeye de hak kazanmış oluyor. 


5510 sayılı Kanunun 93. maddesi gereği, SGK tarafından bağlanan aylık, gelir ve ödeneklere nafaka borçları ve SGK’naolan borçlar dışında haciz uygulanamamaktadır. Ancak emekli ikramiyesi, sayılan ödeme kalemleri içerisinde yer almadığından kural olarak haciz uygulanabilmektedir.15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü sırasında ölen veya yaralanan sivil vatandaşlara veya bunların hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyeleri için KHK ile haciz yasağı  konulmuştur.
Memuriyete başlamadan önce SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b) veya diğer sandıklara tabi olarak çalışması bulunup, daha sonra memuriyete başlayan ve memuriyetten emekli olanlara ikramiyeleri tereddütsüz olarak ödenmektedir. Bu kapsamda olan kişiler memuriyetten ayrıldıktan sonra başka statüde çalışmadan emeklilik yaşlarını beklerlerse, emekli aylığı ile birlikte ikramiyeleri yine sorunsuz ödenmektedir.  
Belirli bir süre memur olarak çalıştıktan sonra SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b) veya diğer sandıklara tabi olarak çalışması bulunanlara ikramiye ödenebilmesi için 5434 sayılı Kanunun 89/II fıkrasındaki şartın yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Buradaki şart ise bu kişilerin memuriyet görevlerinin “1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş” olmasıdır. Buna göre memuriyet görevlerinden;

  1. İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25/II. maddesinde gösterilen sebepler dışında,
  2. İşçi tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca,
  3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
  4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla, yaş dışındaki şartları sağlayarak ayrılmak,
  5. Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi,

gerekçelerinden birisiyle ayrılmış olmaları gerekmektedir. Şu halde “memuriyetten sonra farklı statülerde çalışan kişiler ikramiye alabilir” veya “alamaz” şeklinde bir genelleme yapılamamaktadır. SGK, bu kapsamdaki kişilerden ikramiye için başvuran her bir kişinin memuriyetten ayrılma koşullarını ayrı ayrı değerlendirmektedir. Kişinin şartları uyuyorsa ikramiye ödenmekte, uymuyorsa ödenmemektedir. İkramiyesi ödenmeyenler için yargı yolu açıktır. 
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal sürecinde çok sayıda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. Bu KHK’lar kapsamında çok sayıda kamu görevlisi ihraç edildi. Söz konusu KHK’larda, memuriyetten çıkarılan bu kişilerin emeklilik ve ikramiyelerine dair herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Sadece 673 sayılı KHK’nin “Emeklilik onayları”  6. maddesinde, OHAL süresince fiilen görevine devam eden kamu görevlilerinin emeklilik talepleri ve bu kapsamda alınacak emekliye sevk onayı ile ilişik kesme işlemleri hakkında, 5510 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde yer alan bir  aylık yasal süreninolağanüstü hal süresince uygulanmaması hükmü yer almaktadır. Bunun dışında, ihraç olunan kamu görevlilerinin emeklilik işlemleri veya ikramiyeleri konusunda özel bir düzenleme yapılmamıştır. Şu halde ihraç olunan personelin ikramiye uygulanmasında da yine 5434 sayılı Kanunun 89. ve Ek 82. maddeleri esas alınacaktır. 
KHK’larla ihraç olunan kamu personeli eğer emeklilik için yaş ve hizmet süresini doldurmuşsa, emekli aylığı ve ikramiyesi herhangi bir tereddüde mahal olmaksızın 5434/89. madde birinci fıkrası kapsamında ödenecektir. Söz konusu personel hizmet süresini (20/25 yıl) doldurmuş fakat emeklilik yaşını bekleyecekse, yaşı beklerken başka bir statüde çalışmaması halinde, yaşını doldurduğu tarihte yine 5434/89. madde birinci fıkrası gereği aylığını ve ikramiyesini sorunsuz alabilecektir. Fakat ihraç olunan personel, emeklilik yaşını beklerken başka bir statüde (4/a veya 4/b) çalışırsa, bu kez emekli aylığına hak kazandığı tarihte ikramiye ödenip ödenmeyeceği 5434/89. madde ikinci fıkrası    hükmüne göre belirlenecektir. Yani kamu görevinden 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılacaktır. 

1475 sayılı İş Kanunu 14. maddesinde kıdem tazminatına hak kazandıran beş madde, memurlara da kıyasen uygulanmaktadır. OHAL kapsamında ihraç edilen personelin durumu bunlardan sadece birincisi yani “
İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25/II. maddesinde gösterilen sebepler dışında fesih” yönünden değerlendirilecektir. Zira diğer dört madde ihraç edilen personel için geçerli değildir. 
İş Kanunu 25. maddesinin ikinci fıkrası, işverene, işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerinin sabit olması halinde kıdem tazminatı ödemeksizin derhal işten çıkarma hakkı vermektedir. OHAL kapsamında ihraç edildikten sonra farklı statülerde (4/a, 4/b) çalışan personele ikramiye ödenmesi konusunda da bu madde kıyasen uygulanacaktır. SGK, söz konusu personelin “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerinin sabit olması” sebebiyle ihraç edildiği değerlendirmesinde bulunursa, ikramiye ödemeyecektir. Ancak SGK’nın kararına yargı yolu açık olup, ihraç kararının 4857/25/II. kapsamına girmediğini iddia eden personel, konuyu yargıya taşıyabilecektir. 
       
Emekli ikramiyelerine dair davalar idari dava olarak görülmektedir. Dolayısıyla dava dilekçeleri idare mahkemelerine verilmektedir.