Sıcak yaz günleri yaşıyoruz bu sene. Hem de ne sıcak! Öyle böyle değil. Küresel iklim değişikliği diye bir şey yok diyenlere selam olsun. Kanımca bu yola çoktan girilmiş bile. Bundan sonra sıcak günler olmaz diyenler yanılıyorlar. Daha büyük sıcaklara hazırlanmalıyız. Ama nasıl? Bu sıcak günlerde tatil tatil olmaktan çıkıyor. Herkeste bir öfke, bir tahammülsüzlük, bir bunaltı. Üzerine dünyadaki sıcak gündem de yerleşince artık durulası değil. İnsanlar tatile mi gidiyor kavgaya mı belli değil. En ufak bir tartışma çirkin bir hale dönüşüyor. Yollarda onlarca bu tip kavga gördüm. El kol hareketleri, kötü kelimeler ve küfürler havada uçuyor sanki. Trafikte desen, İzmir İstanbul ile yarışır hale gelmek üzere. Yetkililer önlem alır mı, orasını bilemem. Ancak şehir içi yollarda hız sınırları çoktan aşılmış. Denetleme yok. Minibüs dolmuşlar kornalara basa basa gidiyor. Hafriyat kamyonlarına bir şey demeyeyim. Onların durumu da burada aktardıklarımdan farklı değil. Dur, yapma diyen yok. Yayalar bir başka alem. Her an yolun ortasına atıyorlar kendilerini, kırmızı ışıkta. Kaza an meselesi. Gıda endüstrisinin motosikletli kuryelerinde ise ne ararsan var. Ters yöne girenler, akrobasi yapanlar, kask takmayanlar. Aldıran, dinleyen yok. Kuralsız günler yaşanıyor. Bu çok sakıncalı aslında. Toplumlar kuraldan çıkmaya başlarsa bunun sonu gelmez bir hal alır. Uyaralım ve belirtelim. Ne de olsa eğitimciyiz. Söylememek olmaz. Ama kim dinler, bakın orasını bilmiyorum!