Yaşamda olduğu sürece Atatürk kendisi için özel bir anıt veya mezar düşünmemiş, böyle bir istekte de bulunmamıştır. Yer konusunda bilinen tek sözü; 1932 yılında  bir sohbet sırasında söylediği şu sözlerdir : 'Beni ulusum nereye isterse oraya gömsün. Ancak benim anılarımın yaşayacağı yer Çankaya'dır.'

Büyük kurtarıcının bu önemli sözü ulusuna verdiği bir mesaj olarak kabul edilmeli, Çankaya Köşkü bu şekli ve konumu ile korunmalıdır.

Atatürk'ün ölümünden çok kısa bir süre sonra  Aralık 1938'de O'nun yüce kişiliğine uygun bir yer bulunması için komisyon kurulmuş. uzun araştırmalardan  ve bulunan yerlerin tartışılmasından sonra Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verilerek 1941 yılında proje çalışmalarına başlanmıştır.

Proje yarışmasında birçok yabancı ülkeden de katılımla toplam '49' proje yarışmaya alınmıştır. Projeler içinde Profesör  Emin Onat ve arkadaşına ait proje birinci seçilerek  bir takım değişikliklerden sonra 9 Ekim 1944 günü görkemli bir temel atma töreni ile Anıtkabir'in  yapımına başlanmıştır.

Girişteki beş tonluk bayrak direği,  Amerika'da yaşayan  Üsküp doğumlu bir Türk tarafından armağan edilmiştir. Yaklaşık otuz üç metreyi aşan bayrak direği bu özelliğiyle Avrupa'nın en uzun bayrak direği olmaktadır.

Atatürk'ün aziz naşı mozolenin zemin katında doğrudan toprağa verilmiş ve ülkenin tüm kentlerinden, Selanik'teki  evden, Kore'deki Türk Şehitliğinden, KKTC ve Suriye'deki Türk toprağı olan Süleyman Şahın mezarından getirilen toprakların harmanlandığı bir mezara konmuştur.

Anıtkabirde yatan büyük kurtarıcı, eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk'ün asıl mezarı ise, O'nun çok sevdiği ulusunun her bir bireyinin kalbidir. 'Atatürk ve Ankara'sı' isimli şiirin aşağıdaki bir dörtlüğü O'na olan sevgiyi ne güzel ifade etmektedir.

''Bütün rüzgarlarına yurdun

Her an açık Anıtkabir

Vatanın dört bucağından

Atatürk'e selam gelir'' (*)

(*) Üstün Emin Faik: 'Atatürk', Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi, Atatürk Serisi No:7, Ankara-1963. S:61