RSS / XML
21-02-2019
Bizi Takip Edin!
bodrum escort

BUGÜN DE BU : KIZ TÜRBESİ


2017-11-06 13:58:51
Serhat GOBİ

Bugün Bergama kalesinin eteklerindeki KurtuluÅŸ mahallesi ile İslamsaray mahallesini birbirinden ayıran Kınık yolunun sağında bulunan askerlik ÅŸubesinin önü ile Bazilikanın arkasında boÅŸ olarak bulunan büyük arazide; Rahmetli gazeteci yazar, babam Sedat Gobi’nin anlattıklarından daÄŸarcığımda kalanlar beni yanıltmıyorsa 1945li yıllarda, toplarını katırların çektiÄŸi bir topçu kışlası bulunuyordu.

Topçu alayının inÅŸaat bölüÄŸü, bugün Kız Türbesi olarak bilinen yerde birkaç aÄŸacı keserek kireç ocağı kazmaya baÅŸlamışlar.

Kazıyı yapan askerler, bir ara büyük korku ve telaÅŸ ile kumandanlarının yanına gelmiÅŸler   “Biz kazıya devam edemeyeceÄŸiz, bize bir ÅŸeyler oluyor çok korkuyoruz, gelin görün” demiÅŸler. Askerlerin başındaki teÄŸmen kazı yerine geldiÄŸinde, kefeni hafifçe solmuÅŸ fakat kendisi hiç bozulmadan kalabilmiÅŸ bir cesetle karşılaÅŸmış. Genç teÄŸmen durumu alay kumandanına haber vermeyi uygun görmüÅŸ. Hemen bir soruÅŸturma açılmış ve bu cesedin aÅŸağı yukarı 100 yıl evvel ölen Lokman Dede’ye ait olduÄŸu anlaşılmış. Lokman Dede’yi olduÄŸu yere, tuÄŸladan güzel bir mezar yapıp defnetmiÅŸler. Alayın istinat duvarını da geriye çekerek türbeyi askeri sahanın dışında bırakmışlar.

Lokman Dede, gençliÄŸinde bir kız kadar güzel, çok ÅŸen ÅŸakrak, muzip, adeta ölüyü güldüren soydan bir insanmış. Okuması yazması yerinde, irfan sahibi, aydınlık fikirli, özellikle de adaletli ve çok iyi kalpliymiÅŸ. Her yıl, Ramazan ayı gelince Bergama’dan Midilli’ye gider,  Ramazanı orada geçirirmiÅŸ.

Bir yıl Midilli dönüÅŸü, onu görenler Lokman Dede’yi tanıyamamışlar. Ne neÅŸesi, ne ÅŸakaları, ne latifeleri kalmış. İçli içli düÅŸünüyor, durumundan, halinden kimseye söz açmıyor, bu yoldaki soruları kaçamaklı fakat tatlı bir dille geçiÅŸtiriyormuÅŸ.

O günden sonra Lokman Dede’nin nasıl olduÄŸunu ve nasıl erdiÄŸini cümle alem herkes görmüÅŸ…  Midilli’ye son seferinde ihlaslı bir el, Lokman Dede’nin yüzüne ayna tutmuÅŸ, kendini kendine göstermiÅŸ, kendini bildirtmiÅŸ. Her olan ve eren gibi, o da yalnız başına deÄŸil, kendisiyle beraber yürüyebilenlerle yol alıyormuÅŸ.

 

Fakat kim ki çevresine göre biraz fazla, biraz çabuk yol alır; ona sataÅŸan, onu çekiÅŸtiren, onu çelmeleyen çok olur. Lokman Dede de ilerledikçe onunla uÄŸraÅŸanlar artmış. Bunların içinde Bergama’nın belli baÅŸlı hükümet memurları da varmış. Dede bir sabretmiÅŸ, iki sabretmiÅŸ, üç sabretmiÅŸ. Gün olmuÅŸ, artık bıçak kemiÄŸe dayanmış.

Bir gün bakmışlar ki Dede yatmakta olduÄŸu medresenin avlusunda çalı çırpı toplamış yakıyor. DerviÅŸ Ali, yanında durup ustası ne yapıyor, diye merakla seyirde.

Çalı çırpı tutuÅŸunca Lokman Dede:”Ali, diyor. Åžu minareye çık da bak bakalım, Bergama’da yanan bir ÅŸey var mı?”

DerviÅŸ Ali minarede, ÅŸöyle dolaşıp bakıyor ki Bergama’nın Hükümet Konağı alev alev yanmakta, o saat iÅŸi anlıyor : “Hocam!” diye sesleniyor,”Konak yanıyor!”

Åžimdi bu konağın yerinde yeller esiyor, yeri bir meydan halindedir. Bergamalılar buraya hala ‘ Yanık Konak’ derler.

Bu DerviÅŸ Ali, Lokman Dede’nin gerçeÄŸini gören ve ona ilk baÄŸlananlardan biriymiÅŸ. Bir an bile Dede’nin yanından ayrılmaz, onun bir sözünü iki etmezmiÅŸ. 

Söylentilere göre Ali, kimsesiz bir çingene çocuÄŸudur.  Lokman Dede gibi bir erin elini tutan için ÅŸu soydan, bu sülaleden olmak deÄŸil, insan olabilmek esas. Dilerse o, insanın üzerinden çingeneliÄŸi alıverir, asıl ruhunu, cevherini ortaya çıkarır. İnsanları boy, soy cinse göre ayırmak bizim gibi cahillerin iÅŸi. Gerçekten ulu olanlar, asla böyle ÅŸeylerle uÄŸraÅŸmazlar! Onlar sadece ruha bakarlar.

Bergamalıların bazılarının Lokman Dede’ye, bazılarının Kaf Dede’ye yordukları bir yaÄŸmur öyküsü var ki pek hoÅŸtur. Kaf Dede mi, Lokman Dede mi biz bilemeyiz. Ama sonuçta adlarının ayrılığı da bir ÅŸey ifade etmez ki…

Kurak bir yılmış; toprak susuzluktan yarılmış. Ekinler yanmış, kavrulmuÅŸ. Cümle alemin gözü gökte Allahtan rahmet beklermiÅŸ. Bakmışlar ki olmayacak, Tanrı niyazlarına cevap vermiyor. Bergamalılar toplanmışlar,”Lokman Dede’nin Hakka nazı geçer” demiÅŸler, gidip Dede’ye çöreklenmiÅŸler:

 

‘’Dedem gökyüzü kurudu. Güldürürsen yüzümüzü sen güldürürsün. Himmet et! Ekinlerimiz kurudu, çoluk çocuÄŸumuz bu yıl aç mı kalacak?”

Lokman Dede, bu istek ve yalvarışlara karşı sesini çıkarmaz, sadece: ”Hali vakti yerinde Bergamalılar, biraz zeytinyağı göndersinler bana.’’der.

Yörede bolca bulunan zeytinyağı teneke teneke Dede’nin medresesi önüne gelir. O zaman Lokman Dede biriken yaÄŸları ‘ YaÄŸ!YaÄŸ! ‘ diye bağıra bağıra fakire fukaraya dağıtmaya baÅŸlar. O, ‘YaÄŸ!’ dedikçe yaÄŸmur yaÄŸar. Ortalığı sular seller götürür.

Bu kez, Bergamalılar: ”Aman Dede!” derler,”YaÄŸmur isterken ortalığı seller götürdü.” Dur de ÅŸu mübareÄŸe…”

Böyleyizdir biz insanoÄŸlu. Ne istediÄŸimize çoÄŸu zaman karar veremeyiz.

Lokman Dede, bu sefer heybesini omzuna vurur; çam fıstığı, kuru üzüm, pestil ve cevizli sucuktan ne bulduysa içine doldurur, nerede oyun oynayan çocuk görse heybesinin gözünü açar ve seslenir: “YaÄŸma! YaÄŸma!”

O ,”YaÄŸma!” diye bağırdıkça göÄŸün suları çekilir, ortalık güllük gülistanlık olur.

Böyle bir eren imiÅŸ Lokman Dede…

DerviÅŸ Ali, Dede’ye hayran, Dede’nin ardından hiç mi hiç ayrılmıyormuÅŸ.

 Lokman Dede bir gün konuÅŸtukları sözü yarıda keserek: “Ali” demiÅŸ: “ Beni sever misin?”

“Elbette, dedem!”

“Çok mu seversin?”

‘’Çok.”

“Ne kadar seversin? Bunu bilmek isterdim.”

“Anlatamam ki… Bunun tarifi yoktur.”

“Ben sana: Ali,  bana olan sevgini göstermek için ÅŸu minareye çık da kendini aÅŸağıya at desem!”

Demeye kalmamış, Ali yerinden fırlamış, minarenin merdivenlerini üçer beÅŸer nefes almadan çıkmış ve kendini boÅŸluÄŸa bırakmış. Bırakmış; ama ona bir ÅŸey olmadığını da bütün Bergama hayretler içerisinde izlemiÅŸ.

Lokman Dede hastalanıp yataÄŸa düÅŸtüÄŸü zaman çok yaÅŸlı deÄŸilmiÅŸ; ama hastalığının aslını biliyor olmalı ki yakınlarına vasiyet etmiÅŸ:

“Bana bir emri hak vakti olunca, Poyracık köyündeki dostumu çağırın. Beni o hazırlasın, güneÅŸ doÄŸmadan definim yapılsın.”

Bir gece sabaha kavuÅŸurken, Lokman Dede ruhunu Hakk’a teslim etmiÅŸ. Yanındakiler vasiyeti hatırlamışlar; ama dışarıda bardaktan boÅŸanırcasına yaÄŸmur yaÄŸmaktaymış. Ne söylenen köye adam göndermeye vakit varmış, ne de güneÅŸten evvel Lokman Dede’nin iÅŸlerini bitirmeye.

Herkes büyük bir üzüntü içinde, ne yapsak ne etsek de vasiyeti yerine getirsek diye çırpınıp dururken, medresenin kapısı güm güm dövülmeye baÅŸlamış. Bir de bakmışlar ki Lokman Dede’nin Poyracık köyündeki dostu, yaÄŸmurdan sırılsıklam, kapıda duruyor. Biraz da öfkeli… Biraz da celalli…

“Nerede Lokman Dede?” demiÅŸ.

Kapıyı açanlar bu soruya hayli ÅŸaşırmış. Neden sonra biri : “Sizlere ömür!”  “ Az önce vefat etti.’’ demiÅŸ.

Vay Lokman’ım vay! Demek bunun için beni bütün gece uyutmadın; zorladın; kalk acele gel, diye dayattın.”

Lokman Dede’nin Poyracık köylü can dostu hem aÄŸlamış, hem de büyük erene karşı son görevini yerine getirmiÅŸ.

Bencileyin bütün erenlerin deÄŸiÅŸmeyen yanı: Hak aşığı birer serdengeçti olmaları; iyiyi, güzeli, doÄŸruyu sevmeleri… 

Hayatı menkıbelerinden, efsanelerinden sıyırın, ortada ÅŸu gerçek her zaman kalacaktır: Anadolu erenlerinden hiçbiri hayatlarını kendi özleri uÄŸruna, kendileri için yaÅŸamamışlar; koÅŸulları nasıl gerektiriyorsa öyle yaÅŸamışlar, çevrelerine de insanca yaÅŸamanın yollarını öÄŸretmiÅŸlerdir.

Erenlerin hemen hepsi hakkı koruyan, aydın, verimli, güler yüzlü, bağışlayıcı ve hoÅŸ görülüdür. Hepsi çalışkandır. İddiasız ve özellikle alçak gönüllüdür. Bir aba bir asa tenhalarda ermemiÅŸ, toplumun içinde ve onun yaÅŸamına katıla, karışa ermiÅŸ ve olmuÅŸlardır.

ÇocukluÄŸumuzda, ailemiz, yeni bir ÅŸehre, yeni bir mahalleye veya yeni bir eve taşındı mı, evin büyükleri önce mahallenin erenlerini, sonra yoksulunu sorarlardı. O gece, aile bir araya gelir, biri erenlere o güzel sesiyle Kur’an okur, sonra yoksula gereken ilgi gizlice gösterilirdi. Türk örf ve adeti buydu.

Işık ve sevgiyle kalın!

Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...









ÇOK OKUNANLAR
ArÅŸiv Arama
- -


Ege Meclisi - Ege'nin Ortak Sesi -
SPOR
Spor Haberleri
GÜNCEL
İZMİR
İzmir
POLİTİKA
Politika
ÖZEL HABER
Özel Haber