Sosyal Güvenlik Konusu üniversite yıllarımda aldığım Hukuk derslerinde geçen benim tarafımdan çok da ilgi görmeyen bir dersten öteye geçmemişti. İktisadi İdari Bilimler de okuyanlar bilir en fazla hukuk dersi alan bölüm Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileridir.

Bizim zamanımızda sınava girmeden okumak istediğin bölümleri seçerdiniz.Sonra sınava girerdiniz. Artık sınavdaki başarı puanınıza göre tercihleri doğru yaptıysanız okumak istediğiniz bölüme yerleştirilirdiniz. Ben de okumak istediğim bölümleri bir önceki yılın puanlarını kendime kılavuz alıp tercihlerimi yaptım. Tercih formlarını teslim etmeden önceki akşam babamın ‘’İzmir dışını kazanırsan okutamam.’’ söylemi ile tüm yaptığım tercihleri değiştirdim. Artık İzmir ‘de hangi bölümler varsa bunlar okuyacağım bölümlerdi. Aldığım puana göre bir gece önce yaptığım tercihler olsa Konya ‘da Hukuk okuyacaktım. Puanım o zaman için İzmir de tek Hukuk Fakültesi olan Dokuz Eylül Hukuk Fakültesine yetmedi. Tercih sıralamasında Dokuz Eylül İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkiler Bölümü benim dört yıl boyunca okuyacağım bölüm oldu. İyi ki de öyle olmuş.

Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri mezunları ne iş yapar derseniz? Bizim ülkemiz de ne iş olsa yapar. Başka ülkede olsa Sendika ve Çalışma İlişkileri alanında görev alırlar. Fakat bizim ülkemizde yaşam mücadelesi ilk bulduğunuz işi yaptırıyor. Ben de bu kadar Hukuk bilgisi sonrası bankacı olarak tam 16 yıl çalıştım. Bankacılık dışında başka iş yapamam diyordum. Bu düşüncedeyken ,sosyal güvenliği Türkiye‘de ilk özel bürolar açarak yapan üniversiteden arkadaşım ile karşılaştık ‘’boşver bankacılığı zor ve artık teknoloji ağırlıklı bir meslek sosyal güvenlik uzmanlığı yap ‘’ diye yönlendirince eski iş kanunları ve sosyal güvenlik konusuna geri döndüm. Açıkçası bu konunun bu kadar detay ve hatalar ile dolu bir işleyişi olduğunu da işin içine girinceye kadar bilmiyordum.

2011 yılında başladığımız Sosyal Güvenlik Müşavirliği serüveni geçen yedi yıl içinde eğitim, seminerler ile taçlandı. Sosyal Güvenlik de öğrenme bitti mi? Hayır bitmiyor.Konusu çok geniş ve sürekli yönetmelik genelgeler ile daha da karmaşık hale sokuluyor.

Sosyal Güvenlik Müşavirliği konusunun içine ; 4857 Sayılıİş Kanunu ,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,4447 saylı İşsizlik Sigortası Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ,3308 saylı Meslek Eğitim Kanunu,5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ,1479 saylı Bağ- Kur Kanunu,3201 saylı Yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının Yurt dışında geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ,2829 saylı Sosyal Güvenlik Kurumlarında Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun ,6331 saylı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun ve bu kanun konularının içine giren yönetmelikler, genelgeler girmektedir.

Yani aslında Sosyal Güvenlik Müşavirliği veya uzmanlığı adına ne derseniz deyin ilgilenmek isterseniz kendinizi  bitmez tükenmez bir mevzuatın içinde bulursunuz .

Sakın dert yanıyorum diye düşünmeyin. Ben severek yapıyorum.Sadece gün hepimiz için yirmi dört saat  işte gün yetmiyor. Eminim öğrenmeyi okumayı araştırmayı seven kimseye yetmiyordur.

Peki bütün bu kanunların içinde 2017 yılının özetini çıkaralım dediğimde karşıma neler çıktı? Kısaca elinizin altında 2018 yılında  bulunsun diye değinmeye çalışacağım .

İşverenlerin az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde  iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğunda Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından destek verilmesinin son tarihi 1.07.2017 den 1.07.2020 tarihine ertelendi.Böylece 1.07.2017 tarihinde 30111 sayılı resmi gazetede yayınlanan 7033 Sayılı KHK ile 50 den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma ve az tehlikeli sınıfta bulunan işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından destek verilmesinin yürürlük tarihi 1.07.2017 tarihinden 1.07.2020 tarihine ertelendi.

İşverenler için her yıl ek bir iş yükü olan Fazla Çalışma onayı da 2017 yılında yapılan değişiklik ile daha kolay bir hale gelmiştir.4857 sayılıİş Kanunun 41.maddesinde yer alan  yılbaşında yazılı olarak her bir  işçiden alınan fazla çalışma onayı 25.08.2017 den itibaren iş sözleşmesi yapılırken alınacak , işçi dilerse bir ay önceden yazılı olarak  işverene bilgi vererek fazla çalışma onayını geri alabilecektir.

Bu yıl uygulanmaya başlanacak hem işveren hem işçi tarafından ciddi değişiklikleri barındıran bir diğer uygulama da hukuk sistemine dahil olan Arabuluculuk tur.

12.10.2017 tarihli 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanun’u 25.10.2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.5521 sayılıİş Mahkemeleri Kanunu da  yürürlükten kaldırılmıştır.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile işçinin İş Mahkemelerinde dava açmadan önce Arabulucu ‘ya başvurma zorunluluğu getirilmiştir.Böylece ;

*İşçinin iş akdi feshinden sonra bir ay içinde işe iade davası ,

*İşçinin  İhbar alacağı,

*İşçinin Kıdem Tazminatı alacağı,

*İşçinin ücret ,fazla mesai ücreti ve izin alacakları

*İşverenin eğitim gideri,cezaişart,avans iadesi gibi alacakları

*İşverenin İhbar alacağı  gibi  alacaklar için İş mahkemelerinde dava açmadan önce ARABULUCU ‘ya başvurması 2018 den itibaren ZORUNLUDUR.Dosya ARABULUCU görevlendirildiği tarihten itibaren en geçüç hafta içinde sonuçlandıracak ancak zorunlu hallerde bir hafta uzatabilecektir.

İşçinin sigortalılık sürelerinin tespiti için açacağı davalarda önce Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılı başvuru Sosyal Güvenlik Kurumundan gelecek red cevabından sonra davaya gitmesi gerekmektedir.Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet tespit davasından sonra kararı uygulayacaktır.

Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü memurlarının işyerlerini denetlemesi de bu değişiklik ile ortadan kaldırıldı, sadece iş müfettişleri denetim yapabilecektir.

7036 Sayılı Kanun ile 25.10.2017 tarihinden sonra sona eren iş sözleşmelerinin ücret,kıdem,yıllık izin ücreti ,kötü niyet tazminatı,bildirimşartına uyulmadan yapılan fesih,kötü niyet tazminatında zaman aşımı süresi on yıldan beş yıla indirildi.Burada dikkat edilmesi gereken nokta,25.10.2017 den önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı süreleri eski hükümlere tabi olmaya devam edecek ,zaman aşımının dolmamış olan kısmı 5 yıldan uzunsa beş yıllık sürenin geçmesiyle zaman aşımı süresi dolmuş kabul edilecektir.

Sonuç olarak ARABULUCULUK sistemi işçi –işveren arasında uzayan davaların önüne geçecektir. Geciken adalet adalet değildir.

2017 yılı bitmeden 5.12.2017 tarihinde yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile de bir çok iyileştirme yapılmıştır.İşverenlerin istihdam teşviklerinde aynı işverene ait iş kolu kodu aynı olan tüm işyerlerinin birleştirilmek suretiyle tek dosyada işlem görmesine imkan verilmiştir.İşyeri Bildirgesi ekinde verilmesi gereken belgelerin bir ay içinde SGK ya teslim edilme süresi 1.06.2018 den itibaren 7 güne düşürülmüştür.

Yine geçici iş göremezlik ödeneklerinde iş kazası ve meslek hastalığı hariç sigortalılığı sona erenlerin geçici iş göremezlik ödeneği 10 gün ile sınırlandırılmıştır. Yani hastalık ve analık sigortası kapsamında geçici iş göremezlik alanlar sigortalılığı sona ererse iş göremezlik ödeneği de alamayacaktır. Geçmişte fiili çalışmadığı halde hamilelik öncesi sigortasını başlatıp doğum ile birlikte sigortalılığı sonlandırıp doğum parası alanların haksız fiiline karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu da düzenlemeye gitmek zorunda kalmıştır.

Özellikle Mali Müşavirler açısından önemli bir düzenlemede bu yönetmelik ile uygulamaya konulmuştur.Bundan böyle Muhtasar ve Prim Hizmet beyannamesinin defter kayıtlarına uygun olmamasından işverenlerle birlikte 3568 sayılı Kanun ‘a göre yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensupları da müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması da 1.1.2020 yılına ertelendi.

Kısaca sıralamaya çalıştığımız değişiklikler bu kadarla kalmıyor.Okumaya yazmaya devam edeceğiz.Sonuç olarak Sosyal Güvenlik derya deniz bir konu ucu bucağı yok.

Sağlıcakla Hukukla Kalın,