Sen mutluluÄŸun resmini yapabilir misin Abidin?
İşin kolayına kaçmadan ama…
Mevsim deÄŸiÅŸti, gün uzadı, bahar yüzünü yaza döndü ve günler yürümeye baÅŸladı. Ne güzel. Baharı sevdiÄŸim kadar yazı da severim ben. Tabii büyük bir keyifle hazırlanmak gerek yaza. Öyleyse yazlık giysileri çıkaralım dolaptan. Elbette önce ÇaÄŸdaÅŸ’ın giysilerini…
Ama ÇaÄŸdaÅŸ'ın iÅŸi zor biraz, tüm giysilerini giyip çıkarması, yani denemesi gerekiyor. 'Oluyor mu, olmuyor mu' diye. Geçen yazdan bu yaza büyüdü ÇaÄŸdaÅŸ. O yüzden bazıları oluyor, bazılarına da, 'Olmadı bu sana küçülmüÅŸ ÇaÄŸdaÅŸ' diyorum ben.
ÇaÄŸdaÅŸ:
-Anne küçülmek ne demek?
- Åžimdi oÄŸlum, giysi küçülmez aslında, o aynı ama sen büyüdün artık, onun için sana olmuyor bunlar.
ÇaÄŸdaÅŸ:
-Ha anladım ben artık sığmıyorum bunlara.
Gülüyorum, ‘Evet oÄŸlum öyle de denebilir, sen artık sığmıyorsun bu giysilere.’ Birden yüzü düÅŸüyor ÇaÄŸdaÅŸ’ın;
-Anne
-Efendim oÄŸlum
-KeÅŸke büyümeseydim deÄŸil mi?
KeÅŸke…
Roannie Ware bir hemÅŸire ölüm döÅŸeÄŸindeki hastalara son haftalarında refakat ediyor ve onların psikolojilerini de çok iyi biliyor. Onların son anlarını anlattığı ‘The Top Five Regrets Of Dyıng’ adında bir de kitap yazmış, bütün deneyimlerini topladığı. Ölüm döÅŸeÄŸindeki hastalar en çok ÅŸu beÅŸ ÅŸey hakkında piÅŸmanlık duyuyor:
1 KeÅŸke ben de hayatımı yaÅŸama cesareti gösterebilseydim
2 KeÅŸke o kadar çok çalışmasaydım
3 KeÅŸke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim
4 KeÅŸke arkadaÅŸlarımla daha fazla görüÅŸseydim
5 KeÅŸke daha mutlu olmama izin verseydim
Dikkat edersek hiçbiri para ya da maddiyatla ilgili deÄŸil, insanlar en çok yaptıklarından deÄŸil yapamadıklarından piÅŸmanlık duyuyor.
YaÅŸam; anlardan ibaret. Bir yeni doÄŸanın ne kadar an yaÅŸayacağını bilim adamları hesap etmiÅŸler, ben rakam verip sizi sıkmak istemiyorum. Anlar; her biri çok kıymetli ve çok yaÅŸanılası anlar, çok fazla zamanımız yok aslında, ama bizim sıklıkla ziyan ettiÄŸimiz anlar…
Beyin cerrahı Talat KIRIÅž, hastalarıyla ilgili anlatılarında diyor ki; 35 yaÅŸlarında bir erkek hasta beyninde tümör olduÄŸunu öÄŸrendiÄŸinde ilk sorusu, ‘YaÅŸayacak mıyım Hocam?’ oluyor. ‘Bununla mücadele edeceÄŸiz’ diyorum, ettik. İki yılda üç ameliyat bir gün bana telefon etti ve dedi ki;
-Hocam, iki yıla çok ÅŸey sığdırdım ben, hayallerim, fantezilerim vardı, hepsini gerçekleÅŸtirdim. İki yıla kırk elli yılı sığdırdım. Bir hafta sonra da öldü.
YaÅŸarken küçük bir organizma olduÄŸumuzu unutuyoruz ve büyük bir telaÅŸla yaşıyoruz. Ev iÅŸ sorumluluklar arasındaki dar girdapta dolanıp duruyoruz. Ancak iÅŸler ters gittiÄŸinde neler olduÄŸunu fark ediyoruz. Peki böyle mi olmak zorunda?
Åžöyle tadını çıkararak, keyif alarak, telaÅŸsız ağır adımlarla yaÅŸamaktan ne kadar uzağız. Hiçbir tercih hayatın önüne geçmemeli…
Hadi! Bugün birinci gün olsun her ÅŸeye yeniden baÅŸlayalım.
Okuyalım, yazalım, gezelim, gülelim…
Hissederek yaşayalım.
Bugün dünyanın ilk günü olsun, baÅŸaramasak dahi en azından 'Denedik' diyelim. Hayatımızdaki eksik notaları bulup, yerli yerine yerleÅŸtirelim.
Kaybettiklerimize vah etmek için ölüm döÅŸeÄŸini beklemeyelim. Kim bilir belki hayat o fırsatı da vermeyecek bize.
KeÅŸke dediklerimiz küçülen giysilerimiz kadar basit, sade ve masum olsun.
Hepinize keÅŸkesiz bir yaÅŸam dilerim…