Ben bir sinema meraklısıyım. En büyük zevkim de  Oscar filmleri izlemek ve tahminde bulunmak. Bu güne kadar tahminlerimin pek tuttuğu olmadı ama ben yine de, siz bazı meraklılara bir pencere açmak isterim. İlgilenen olursa diye.

 

CALL ME BY YOUR NAME, iki erkeğin aşkını anlatan bir film. Toplumumuz için oldukça sert bulunabilir. Sınırı bir hayli zorlamış sevişme sahneleri var. Ben asla ‘homofibik’ değilim (eşcinsellere duyulan korku ve nefret).  Bu eğilimi sapıklık olarak da nitelemem, aksine doğuştan gelen bir dürtü olduğuna inanırım. Ayrıca yine aynı konuyu işleyen bir film olan BROKEBACK MOUNTAIN’İ derin ve çok    anlamlı bulup  çok beğenmiştim. Ama bu yeni filmin seks zemini, duygusal kısmın önüne geçmiş bence. Filmde oscarlık bir dokunuş yok. En iyi erkek oyuncu dalındaki aday  16 yaşındaki Timothee de; Oscarlık bir oyundan ziyade, o yaşta bir delikanlının, o dudak uçuklatan sevişme  sahnelerini,  bu kadar rahat oynayabilme  cesaretini sergilemiş. Bu da insanı,  ‘en mükemmel oyuncu’  yapar mı bilemem ama bu cürete, bravo yani! Bunun dışında bir şey yok .

 

LADY BIRD, yine 15 yaşında bir kızın büyüme dönemi kritiği. Oldukça sıra dışı bir kızın, ilginç karakter yapısı, tarzı ve başına buyruk yaşantısı …İyi  işlenmiş bir film  ama bana (uzman değilim ama seyirci olarak)  sıradan güzel bir film gibi geldi. O kadar.

 

THE POST . Meryl Streep’in ve Tom Hans’in  sürüklediği elbette güzel bir film olacak ama bana sorarsanız, güzel bir konuyu, sanat yapacağız diye karmakarışık ve anlaşılması zor bir hale getirmişler. İlk yarım saat takipte dahi güçlük çektim.  Elde ettikleri gizli devlet belgelerini yayınlasınlar mı, yayınlamasınlar mı? Konu bu. Amerika’da basın  o zamanlarda  pek özgür değilmiş ama burada yaşadıklarımıza  kıyasla  orada bayrak açmak ne kadar kolay! 

Bu bir Türk olarak benim bakış açım… Onlar için ne büyük bir meydan okumadır kimbilir ? Bir köşe yazarı olarak  21. Yüzyılda neler yaşamaktayım ve ne kadar yazım özgürlüğüm var bir bilseler… Onların 60 lı yıllardaki sorunu bana pek büyük gelmedi kısacası. Benden geçer not almaz yani.

 

DUNKIRK

Konusu, işlenişi, görselleri çok zengin bir savaş filmi. En iyi film olmaya kuvvetli adaylardan biri sanırım. Benim tam isim koyamadığım, ama hissettiğim bazı derinlikleri var. Biraz ağır tempolu. Academy üyeleri iyi not verebilir.

 

 

THREE BILLBOARDS OUTSIDE EBBING MISSOURI 

Bu tuhaf isimli film benim favorim oldu. Filmdeki  Frances McDormant harikalar yaratıyor. Woody Harelson da öyle. Konusu çok ilginç, işlenişi enfes. Tek film içinde birkaç düşündürücü teması olan filmler benim favorim ama Jürleri ne der, bilemem?

 

DARKEST HOUR

 

Filmin Oscarlık bir konusu yok. İşlenişi de öyle. Tüm dikkatleri çeken Winston Churchilli oynayan GARY OLDMAN’ın makyajı ve performansı. Bu rolü ile en iyi aktör olabilir ama filmi de kendisi kadar ön sıraya taşıyabilir mi bilemem. Gary Oldman küçücük minyon bir adam. Onu kalkıp da koca cüsseli ve şişko Churchill yapmak kimin fikri anlamadım.  Adam şahane oynuyor  ama Churchill cüssesine ve görünüşüne yakın başka biri de bu rolü  oynayabilirdi. Nitekim 14 kişi canlandırmış şimdiye kadar ve çoğu çok başarılı.

 

COCO

Animasyon dalında tüm puanı COCO’ya verecektim ama bu sene, tarihite  ilk kez  tamamı bir ressamın tabloları kaynak alınarak çizgi film haline getirilmiş VAN GOGH  animasyonu var ve gerçekten şahane olmuş. Sanırım bu özgün çalışma oscarı kucaklar.

 

Tekrar ediyorum. Ben uzman değilim ama,  filmleri yalnızca eleştirmenlerin, büyük ve süslü laflarıyla  kritik etmesine de karşıyım. Zira filmler biz standart insanlar için yapılıyor ve seyrici olarak hiç birimiz bu dalda eğitim almış ve çok bilmiş değiliz ama  anlıyoruz.  Genelimiz ( dünyada)  çok beğeniyorsa, o film güzel demektir.

Elbette boş değilim. Bunca sen  bir ‘seyirci’ olmanın da getirdiği bazı birikimlerim de var. Kritikçilerin eğitimi  ve bilgisi varsa benim de yaşım tecrübem gördüğüm yüzlerce filmim var. Bir de tahmin etme hakkım tabii ki:

 

EN İYİ FİLM : THREE BILLBOARDS OUTSIDE EBBING MISSOURI ( ya da Dunkirk)

EN İYİ KADIN OYUNCU : Frances Mc Dormant

EN İYİ ERKEK OYUNCU :  Gary Oldman ( Darkest Hour)

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: Allison Janney (I, Tonya) 

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: Woody Harelson (THREE BILLBOARDS…)

EN İYİ ÖZGÜN SENARYO : THREE BILLBOARDS OUTSIDE…..

ANIMASYON : Van Gogh