Büyümek

Biraz bahçelerinden kaçmakmış

Ya ben ne anlamıştım…

 

Kiraz zamanı, severimkirazı. Güzel bir bahar gününde bahçedeki masaya oturmuş önümdeki tabakta dolu olan kirazlara bakıyorum. Büyüklü küçüklü kirazlar. Önce küçük kirazlardan başlıyorum yemeye büyükleri sonra yemeyi planlıyorum. Tam küçük kirazları bitirip büyüklere sıra geldiğinde o esnada bahçeye gelen dayım, yanıma yaklaşıp tabağımdaki büyük kirazları avuçlayıp alıyor ve yemeye başlıyor. Bir şey dememe kalmadan, ‘Hiçbir şeyin iyisini sona bırakma, bu sana ders olsun’ diyor.

Bu anı bana ait değil. Rahmetli Refik Erduran’a ait. Tam otuz yıl önce okuduğum bir kitabından aklımda kalmış. Kitabın adını ve konusunu maalesef hatırlamıyorum. Aklımda kalanlar ise, kiraz, dayı, hayat dersi…

Peki bu kadar yıldır aklımda kalan bu anıdan ben gerekli dersi çıkardım mı? Tabii ki hayır.

Ama her kiraz yediğimde düzenli olarak hatırladım ve kendimi önce büyük kirazları ye diye hep yönlendirdim. 

Oysa gündelik yaşamda hep küçük kirazlardan başladım yemeye. Doğal olarak da bazen büyük kirazları kaptırdım.

Mevsim itibarıyla kiraz zamanı ve dün pazara çıktığımda aklımda kiraz vardı. Büyük kiraz küçük kiraz davası güdemeyecek kadar kafam meşgul olduğundan, bu kez pazarda bulabildiğim en büyük kirazları almaya karar verdim. Öyle de yaptım. 

Akşam kirazları yıkayıp tabağı önüme aldığımda yine aynı dertle karşı karşıya kaldım. Pazarın en büyük kirazını da alsam yine aralarında büyük kirazlar ve küçük kirazlar vardı. Tıpkı hayat gibi…

Dedim ki bu işte bir yanlışlık var, benim bakış açımı değiştirmem lazım. İyi bir yaşam hep büyük kirazların yendiği çok başarılı bir yaşam anlamına gelmiyor. 

Farkındalık hepsinden önemli. Yaşama dair farkındalığımızı artırarak işe başlayabiliriz. İlk farkındalık da benden olsun ‘nefes alıyorum’ farkındalığı. 

Ayrıca hepimizin iyi yaşam algısı birbirinden farklı. İçindeyken fark etmediğimiz, bitince aklımızdan çıkmayan güzelliklerle dolu bir yaşam algısı. Güçlü yanlarımızı her defasında yeniden ortaya çıkararak, aklımızın dip dalgalarına takılmadanyaşamayı pekâlâ başarabiliriz.

Bedenimizi, ruhumuzu ve aklımızı besleyerek kendimizi mutlu ve huzurlu kılabiliriz. Büyük kiraz küçük kiraz derdine düşmeden, tadına vararak yemek lazım. 

Acıda mutlulukta, hüzünde neşede hepsi yaşamın bir parçası galiba…

Kısmette olanı dolu dolu yaşamak, kirazı da stres yapmadan yemek lazım.