Birkaç gün önce Muğla’da özel okullardan birinin diploma töreninde bulundum.

 

Özel bina, özel öğretmenler, özel sınıflar. Türkçe diksiyonlu İngilizce öğretmenlerinden  zengin İngilizce ve  masrafı velilerin cebinden çıkan özel ışıltılı, bol kostümlü etkinlikler.  Bu havalı etkinliklerle yapılan havalı reklam ve tanıtımlar… 

 

Kolay değil. Avuç dolusu para veriliyor miniciklerin güzel yetişmesi için.

- Hepsi zengin ve çok varlıklı mı?

- Evet çoğunlukla, fabrikatör, tekstilci, müteahhit, doktor, avukat ve yüksek gelirlilerin çocukları.

- Hepsi mi?

- Yok canım! Arada karı – koca çalışan ve hatta bu sıkışık emekçilik nedeni ile evladının bu en güzel gününü kaçıran, evinden uzakta olan nice gariban ana baba var.

-Başka?

- Aç oturup çocuk okutan da var.

-Ne uğrıuna?

- İyi ve ayrıcalıklı  bir eğitim uğruna…

ÖĞRETİM değil; EĞİTİM … Bizim okullarımızda ya hiç olmayan ya da çok az verilebilen bir olgu.

Bu, maalesef ÖZEL OKUL İŞLETMECİSİNİN çoğunun da bilmediği bir şey. Ticarethane haline gelmiş bir işletmenin,  finans hesabı yapılırken ve gözde para işaretleri çakarken, unutulan ya da, -daha insaflı bir tanımla-  ihmal edilen bir şey. Oysa olması gereken de tam O ŞEY işte! 

….

Sahne süslenmiş, çocuklar rengarenk pırıl pırıl. Öğretmenler en güzel kıyafetlerini giymiş, günün önemine  saygılı bir vurgu yapmış.

Salona baktığımda veliler çiçek tarlası gibi. Bir özel  defileden enstantaneler sanki… Yüksek topuklu ayakkabilar, şık saçlar… Babalar evlatları ile gururlanmak üzere heyecan içinde tertemiz kılıklar içinde…

Tören başlar.

Yönetim Kurulu Başkanımız… Ve sonrasında 4 adet yönetim kurulu üyesi, ana okulu ve ilkokul miniklerinin diplomalarını vermek üzere davet edilirler.

Aaaa. O ne?

Sayın üye, boru gibi bir pantolon, yarısı içeride yarısı dışarıda bir gömlek ve lastik ayakkabılarla sahnede. Sanayide işi yarım bırakıp koşup gelmiş gibi. Saç baş özensiz. 

Diğer ‘değerli’ kurul üyelerinin  de ondan pek altta kalır yeri yok. Tek gömlekli,  kravatlı kişi yok.?

Dahası,  sahnede yüzü bize dönük dizilmiş çocuklara diplomalarını vermek üzere  o kılıksızlıkla , poposunu tüm seyirciye dönüp, eğilerek çocuklara diplomalarını vermez mi? 

Dörder dörder sahneye gelen 50- 60 çocuğa,  bu aynı kişiler,  kıçlarını dönerek dipoma dağıtır ve onları öperler.

….

Çocuklar bu saygısızlığın ne bilincinde, ne de farkındadırlar ama asıl kötü olan da bu değil midir?. Eğitim  sosyal anlamda;  sıradan gibi görünen olayların,  kendini hissettirimeden hücrelere işlemesi  ve aklın kıvrımlarına yerleşmesidir. 

İyi eğitilmişlik’, kolay anlatılmaz, tarif edilmez. İnsanın hücrelerinde, kanındadır.  Ya aileden gelmiştir, ya da kendin, kendi  noksanını  görerek,  kendi kültürünü, çağdaşlıkla yoğurarak  kendini şekillemişsindir. Eğitilmeye eğilimli olmak gerekir her şeyden önce. Üç adet üniversite bitirenin bulamadığı ama;  ilkokuldan terk bazılarının özümsediği bir şeydir. 

Kalite ve düzeyliysen , kalite ve düzey aşılayabilirsin kısacası.

Özel okul,  mözel okul hikaye yani.

….. Yorumu sizlere bırakıyorum.