RSS / XML
20-02-2019
Bizi Takip Edin!
bodrum escort

Haziran'ın getirdikleri, götürdükleri...


2018-06-27 09:36:30
Serpil Kefeli

Haziranda Ölmek Zor…

 

“Sokaktayım

 

Gece leylak ve tomurcuk kokuyor

 

Yaralı bir ÅŸahin olmuÅŸ yüreÄŸim

 

Uy anam anam

 

Haziranda ölmek zor!” H.H. Korkmazgil...

 

Orhan Kemal tedavi için gittiÄŸi Bulgaristan’da 2 Haziran 1970’te yaÅŸamını yitirdi. Kapıkule sınır kapısına getirilen cenazesi eski arkadaÅŸları tarafından burada karşılandı ve İstanbul’da topraÄŸa verildi. Åžiirle baÅŸladığı edebiyata, Nazım Hikmet’in yönlendirmesiyle düz yazıyla devam etti.

 

Anadolu’nun ve sevdanın ozanı Ahmed Arif 2 Haziran 1991’de aramızdan ayrıldı. Åžiirlerinde insanın içine iÅŸleyen bir yan vardı. Hep bizi bizden daha iyi anlattı. Yazdığı her satırda bizi duvardan duvara savurdu. Memleket ve aÅŸk ÅŸiirlerini ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ isimli kitabında topladı. Dizeleri, Zülfü Livaneli ve Fikret Kızılok’un sesiyle notalara döküldü.

 

“Terk etmedi sevdan beni

 

Aç kaldım, susuz kaldım,

 

Hayın, karanlıktı gece,

 

Can garip can suskun,

 

Can paramparça”

 

Ve bu dünyadan Nazım geçti…

 

3 Haziran 1963 sabahı kapıya bırakılan gazeteleri almaya gittiÄŸinde kalbi durdu. Karısı o dakikaları ÅŸöyle anlatır;

 

“Koridora fırladım ve askılığın yanında gördüm seni. Sırtınla kapıya yaslanmış, bir bacağını Türk usulünce altına almış, ötekini hafifçe ileriye uzatmış oturuyordun. Beyaz ve alışılmadık ÅŸekilde sakin yüzünün anlatımından daha ilk saniyede anladım ölmüÅŸ olduÄŸunu.”

 

Nazım Hikmet Novadiçi Mezarlığı’nda, Turgenyev, Çehov ve Gogol’la birlikte yatmakta hala.

 

“Seviyorum seni

 

Ekmeği tuza banıp yer gibi

 

Geceleri ateÅŸler içerisinde uyanarak

 

AÄŸzımı dayayıp musluÄŸa su içer gibi”

 

Ahmet HaÅŸim 4 Haziran 1933

 

Uzun süredir kalp ve böbrek rahatsızlığı olan Ahmet HaÅŸim o gün öÄŸleden sonra birden yatağından fırlar. Yeni evlendiÄŸi eÅŸi, çıplak ayakla yere bastığını görünce ayağına terlik vermek ister. HaÅŸim terlik giymenin sırası olmadığını söyleyerek yataÄŸa düÅŸer, ölmüÅŸtür…

 

Giderken bize de ‘Merdiven’ gibi unutulmaz dizeler bırakmıştır.

 

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

 

Eteklerinde güneÅŸ rengi bir yığın yaprak

 

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

 

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta

 

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

 

Cahit ZarifoÄŸlu 7 Haziran 1987

 

‘Yedi güzel adam’dan biriydi o. Åžiire tutkun, Cemal Süreya’ya hayran.

 

“Ayrılıkla başım belada

 

Gözlerini çevir gözlerime

 

Yoksa sensiz bu sessizlikle

 

Deliler gibiyim

 

Sensiz bu sessizlikle”

 

ZarifoÄŸlu, 47 yaşında kansere yenik düÅŸtü ve bir haziran günü onu bizden aldı.

 

Ahmet Muhip Dıranas 27 Haziran 1980

 

Åžiirlerini biliriz ama resimde de iddialıydı. Fahriye Abla ÅŸiiriyle akıllarda kaldı ancak, “Hoyrattır bu akÅŸam üzerleri” unutulacak dizeler deÄŸildi. Bir de 16 yaşında ilk kez edebiyat öÄŸretmenimden duyduÄŸum;

 

YeÅŸil pencerenden bir gül at bana,

 

Işıklarla dolsun kalbimin içi,

 

Geldim işte mevsim gibi kapına

 

Gözlerimde bulut saçlarımda çiÄŸ.

 

Satırları vardır hep aklımda, kalbim karardığında içeriye ılık ılık sızan.

 

Sadece bu kadar mı haziran kayıpları…

 

Müzikte sentez yoluyla kendi tarzını oluÅŸturan, Türk müzisyen, söz yazarı, Karadeniz’in güzel çocuÄŸu Kazım Koyuncu, 33 yaşında hayatının baharında, kanserden hayatını kaybetti.

 

“İşte gidiyorum

 

Bir ÅŸey demeden

 

Arkamı dönmeden

 

Åžikâyet etmeden

 

Hiçbir ÅŸey olmadan

 

Bir ÅŸey vermeden

 

Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum”

 

Söz yazarı Barış Pirhasan’dı ama giderken arkasında bize bu duygu yüklü dizeleri o bıraktı.

 

Haziran kayıpları saymakla bitmez ki. Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler. Ella Fitzgerald, Jazz müziÄŸin tatlı sesi, uyumakta güçlük çektiÄŸim gecelerde kulağıma fısıldayan kadın. O da bir haziran kaybı.

 

Ahh… Birde benim dönüp dönüp okuduÄŸum, kitaplarındaki ince mizaha ve hiç evirip çevirmeden yaptığı eleÅŸtirilere hayran olduÄŸum adam, Portekizli yazar Jose Saramago. Evet, o da bir haziran kaybı.

 

Nokta ve virgülden baÅŸka noktalama iÅŸareti kullanmadan yazan, bana göre de bu ÅŸekliyle dahi her ÅŸeyi muhteÅŸem anlatan yazar. KörlüÄŸü bir metafor olarak kullandığı “Körlük” adlı romanında modern insanın yarattığı dünyaya eleÅŸtirisini dile getirmektedir.

 

Kitap,

 

Bakabiliyorsan; Gör

 

Görebiliyorsan; Bak

 

Sözüyle baÅŸlar, arkasından gelen “Görmek” adlı romanı bir nevi “Körlük” adlı romanının devamı gibidir. Nobel ödüllü yazarın yazdığı her satır okunmaya deÄŸer.

 

Bugün 24 Haziran 2018

 

Bulutlu bir gökyüzünün altında, her ÅŸeyin bir vadesi olduÄŸunu düÅŸünüyorum. AÅŸkın, sevdanın ve ömrün. YaÅŸam elimize verilmiÅŸ bir kum saati gibi adeta. Süre dolunca hepsi bitiyor. Ölüm tüm bunlardan farklıdır elbette. Geride soru iÅŸareti bırakmaz. Ayrıca her kayıp ölümle de olma bazen ölmeden de kaybederiz.

 

Yaz mevsimini müjdeleyen bu güzel ayı ne de karamsar anlattım deÄŸil mi? Ama benim için güzel olan bir yanı var ki paylaÅŸmadan geçemeyeceÄŸim. OÄŸlum ÇaÄŸdaÅŸ…

 

1 Haziran’ da geldi bana, onun doÄŸum günü, yazın ilk günü. ÇaÄŸdaÅŸ’a ve haziranda doÄŸan tüm yavrulara saÄŸlıklı ve uzun ömürler olsun.

 

İyi tarafından bakalım yine de, haziranın götürdükleri gibi getirdikleri de var. Ayrıca götürdüklerinin bizde bıraktığı unutulmaz duygular…

Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...









ÇOK OKUNANLAR
ArÅŸiv Arama
- -


Ege Meclisi - Ege'nin Ortak Sesi -
SPOR
Spor Haberleri
GÜNCEL
İZMİR
İzmir
POLİTİKA
Politika
ÖZEL HABER
Özel Haber