Evet, bu kez yazımın başlığını Merhaba Etik! diye seçtim. 2017 yılındaki kitabımın ismi olan bu başlık geleceğin nasıl mutlu ve ışık dolu geleceğini özetlemekteydi. Bu yazımızın içeriğinde ise Merhaba Etik diyebilmeye giden yoldaki bazı tespitler ile ilgili.

Gerçekleri bilmeden, anlamadan ve en önemlisi de araştırıp üzerinde düşünmeden konuşmak tehlikeli ve yanlıştır. Bir şeyleri sadece kulaktan dolma bilgiler ile değerlendirmenin insan olma yolundaki adımlara bir faydası yoktur. Doğruyu ve iyi olanı tercih etmek, tarafsız bir şekilde sevgisiz, saygısız ve seviyesiz olmadan davranmak bazı gerçekleri bilmenin önündeki engelleri kaldırır.

Cehalet diye nitelendirilen durum aslında burada bahsettiğimiz şeyleri yapmayanların içine düştüğü durumdur.

Sadece maddi düşünmek, siyaset ve politikaların ikilemli tavırlarına inanmak bizleri doğruya götürmeyecektir.

Etik ve ahlaki olandan bahsedenler, bunu içten ve gönülden isteyenler, bunu bir yaşam çizgisi haline getirmiş olanlar dünyanın daha güzel bir hale dönüşmesine katkıda bulunacaklardır. Toplumların bu kişileri bulup, hak ettikleri gibi yönetilmek ve yaşamak adına yönetici olmalarına yardımcı olması lazımdır. Siyasetin önerdikleri veya ille de bu olacak diye diretmesi bizleri her seferinde yanlışlara sürüklemektedir.

Kitap okumadan, araştırmadan, fark etmeden, anlamadan ve dinlemeden kararlar almak zararlı olabilir. Ben yaptım oldu veya olacak mantığı terk edilmesi gerekli bir kavramdır. Yeniyi oluştururken eski ile yeni arasındaki ayrımı, fayda ve zarar oranını mutlaka değerlendirmeli, karar alırken hemen değil en uygun olanı en doğru şekilde ve zamanında diye düşünmeliyiz.

Etik bir geleceğe doğru yürüyen dünyanın önündeki bulutlar dağılmak üzeredir. Toplumlar artık bu gerçeği fark etmeye başlamış ve bunu talep etmeye hazır hale gelmişlerdir.

O halde umut daha da artıyor. Ve tekrar edelim ki:

“Dünün ütopya diye nitelendirilen yeni ve güzel dünyasını ortaya çıkarmak, geçerli ve bilinen hale getirmek için

Merhaba Etik!”