Etik dışı davranmaların ardında eğitim faktörünün çok önemli bir yer teşkil ettiğini düşünenler yanılıyorlar. Gözlemlerim ve deneyimlerim bunun aksini ispatlıyor. Okumak veya kültürlü olmak bizleri etik alana yani doğru düşünmeye doğru götürüyor ancak vicdan ve gönül öğeleri ile birleşmeyen doğru düşünme ise hiçbir işe yaramaz hale dönüşüyor. İyi eğitimli kişilerin etik dışı düşünceleri ve ahlaki olmayan tavırlarını sıkça görüyoruz. Bunun en önemli nedeni akıl ve mantığın tek başına yeterli olmayışıdır. İyi eğitimlilerin farklı ortamlarda mobbing uygulaması, yalan ve iki yüzlü davranışlara yönelmesi, kendi egolarının esiri olması, ön yargılarını aşamaması bunların en çarpıcı örnekleridir. Aynı zamanda bu kişilerin yardımlaşma, iyilikseverlik, merhamet gibi kavramlardan uzaklaştıklarını, bencil bir tutum içinde olduklarını, maddi düşündüklerini ve manevi yönlerini zayıflattıklarını da fark edebiliriz. Zaten dünyanın daha güzel bir hale dönüşmesindeki en önemli engeller de bu noktada toplanıyor. O halde sonuç ve çözüm: Çözüm kolay aslında. Etik açıdan doğru ve düzgün düşünen iyi ve ahlaklı bir yaşam sergileyen insanların daha ön plana çıkmalarına yardımcı olunacak ve onların da rol model üstlenmesi sağlanacak. Bu konuda iyi eğitim şartı yüzde yüz bir gereklilik değil. Hali ve tavrı iyi olanın, iyi düşünenin, kendisini bu anlamda geliştirenin önündeki engelleri kaldırmak yeterlidir. Ancak ne yazık ki bugün bunun tam aksine bir tavır içinde olunduğunu görüyoruz. O halde doğru ve düzgün olanlar çekinmeden örnek olmak konusunda cesaret sahibi olmalıdırlar. Toplumlar sadece okumuş, aydın olduğu farz edilen insanlar sayesinde yükselmez. İyi ahlak sahibi, doğru düşünen insanların dünyanın parlak geleceğinde büyük rolleri olması muhtemeldir ve bu mutlaka gerçekleşmelidir.