Belki de son zamanlarda kulağımıza en çok çalınan kelimelerin başında geliyor. Peki nedir bu konkordato? Şirketlerin konkordato ilan etmesi ne anlama geliyor? Konkordato bir çaresizlik mi yoksa uyanıklık mı?
Döviz kurundaki dalgalanma, enflasyondaki yükselişle birlikte sadece vatandaşın değil, büyük şirketlerin de cepleri yandı. Hal böyle olunca, ödeme güçlüğü çeken şirketlerde, borçluların icra takibi baskısından kurtulmak için, çözüm arayışına girdiler. Bu gibi durumlarda yapılan, şirketlerin toparlanmak için zaman kazanmaya dönük iflas erteleme kararı, artık yasaklandı. Onun yerine, ödeme güçlüğü çeken şirketler, icra iflas yasasının 285- 309 maddeleri arasında düzenlenmiş olan konkordato kurumuna başvuruyor.
Peki nedir bu konkordato?
"Konkordato, mali açıdan zor durumda olan borçlu şirketlerin, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını yapılandırmaya dönük bir anlaşmadır. Borçlu olan şirket, borçlarının en az yarısını ödemek ve kalan borçlarını da bir ödeme takvimi oluşturarak, alacaklılarının üçte ikisiyle anlaşma yapmaktadır."
 
Konkordato ilan eden şirketlerde hızlı bir artış görülürken, uygulamanın amacı dışına çıkıp çıkmadığı, konkordatonun bir ‘fırsatçılığa’ dönüştüğü tartışmaları başladı.
 
konkordatonun sonuçları bakımında borçlu şirketin iflasına kadar giden bir süreç yaşanacaktır, burada amaç şirketleri kurtarmaktır, batırmak değil. Şirketlerin kurtuluşu ekonomi için, istihdam için önemlidir. Bunu sağlamak için borçların belirli bir plana göre ödenmesini temin etmek amacını güder. Tabi burada bütün yük konkordato ön projesini hazırlayan bağımsız denetim kuruluşuna ve mahkemenin atayacağı konkordato komiserine düşmektedir. Bu kişilerin görevlerini layıkıyla yapmaları ve kamu menfaatini gözetmeleri önem arz etmektedir. 
Konkordato talebinin ekinde bulunması gereken evraklar İİK md. 286’ya göre şunlardır:
“Konkordato talebine eklenecek belgeler:
Madde 286 – BORÇLU, KONORTADO TALEBİNE AŞAĞIDAKİ BELGELERİ EKLER
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemeler için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordatoön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanuna göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun mali durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olamayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı gösteren karşılaştırmalı tablo.
e) SPK veya KGK tarafından yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Şu kadarki bu şart, 3/6/2011 tarifli 635 sayılı Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin 28. Maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz.
Bu madde uyarınca sunulan mali tabloların tarihi, başvuru tarihinden en faza 45 gün önce olabilir
Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları ibraz etmek zorundadır.”
Bu belgeleri de bağımsız denetim kuruluşu onaylayacaktır. Önemli husus burasıdır.
 
Konkordato isteyen şirket sayısına ciddi bir artış gözlemlenmekte, bu artış iktisadi hayatı kaosa sürükler mi?
Bu konuda bir istatiki bilgiye şahsen sahip değilim ancak basından izlemekle edindiğimiz bilgiler doğrultusunda hergün üç beş firmanın bu talebi yaptığını biliyorum. Doğal olarak piyasadaki nakit akışını ve ticareti doğrudan etkileyeceği için domino etkisi yaratacaktır.
Konkordato ekonomi içindeki nakit akışını zedeler mi? Ne gibi sonuçlar doğurur?
Hiç şüphesiz ki etkiler, işletmelerin kapanması yada iş hacimlerinin daralması demek işsizliğin artması, üretimin azalması buda sonuçta yüksek enflasyon baskısı yaratacaktır.
*Konkordato isteyen şirketlerin ne kadarı bunu fırsatçılığa dönüştürüyor, ne kadarı ihtiyaçtan bu yola başvuruyor?
Ben bu konuyu fırsata çevirmeyi düşünen şirket olduğuna inanmıyorum, neticede ticari itibar söz konusu.
Konkordatonun yol açacağı tehlikeler nelerdir?
Ekonomide durgunluk, mal ve hizmet üretiminin azalması veya başka bir deyişle kapasite kullanım oranının düşmesi, işsizlik artışı ve sonuçta yüksek enflasyon tehlikesi vardır. Bu sebeple geçici değil kalıcı tedbirler alınarak konunun mutlaka kesin bir şekilde çözüme kavuşturulması gereklidir.
"İSTİSMAR EDİLMEMELİ"
Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra konkordatonun şirketler açısından sağladığı avantajlar nelerdir?
İyi niyetle konkordato talep eden şirketler; yani bilançodaki varlıkları borçlarını ödemeye yetiyorsa ve alacaklarını tahsil edemediğinden dolayı borçlarını ödeme güçlüğü içine düşen şirketlerin kurtarılması bakımından konkordato talep etmeleri doğru bir hareket olur diye düşünüyorum, ancak bunun kesinlikle istismar edilmemesi gerekir.
Emin Gemici
Bağımsız denetçi