Tarih çok kez unutulmaya maruz kalan ve bu yüzden tekrarı ile aynısını bizlere birkaç kez yaşatan bir olgudur. Gazi Filozof Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin kurucu ilk Cumhurbaşkanı ve o dönemde tüm dünyanın takdirini kazanmış, ülkemize dört bir taraftan saldırmış tüm yabancı güçlerin boyun eğdiği bir lider ve insandır.

O’nun ahlaklı olmaya, erdeme, çalışkanlığa, bilime, doğaya ve iyi vatandaş olmaya verdiği önem bilinmektedir. Bugün dünya üzerinde çok az ülkeye sahip olabilecek böyle bir insanın varlığından hepimizin mutluluk duyması, O’na karşı sevgi ve saygımızı bir kez daha yinelemesi bir vatandaşlık ödevidir.

Son yıllarda kimi zaman kendini bilmez ve tanımlayamaz kişiler tarafından milli değerimiz, Türklüğün bu coğrafyadaki son Ata’sına karşı sevgi ve saygı yoksunu tavır ve tutumların tekrarlandığı görülmektedir.

Bunlar kabul edilemezdir.

Özgür düşünce adı altında herkesin istediğini söyleyebileceği belirtilse de, aslında özgür düşünceli olmak sevgi ve saygı sınırlarını aşarak milli bir değere karşı yanlış tavırlar sergilemek değildir.

Bu olsa olsa art niyetli ve bilinçli düşünce ile yapılan bir harekettir.

Bu tür şeyleri destekleyenler ve tekrarlayanlar iyi bilmelidirler ki, tarih içerisinde Türkler kendi hatıralarına ve büyüklerine, değerlerine karşı her zaman vefalı olmuşlardır. Ne mutlu Türküm diyene şeklinde Atatürk’ümüzün tekrarladığı cümle buna işaret etmektedir. Gerçekten de doğruyu sahiplenen ve yapan her Türk bundan mutluluk duymalıdır. Bu coğrafya topraklarında Türk olmak ve bu bayrağın altında toplanmış olmak onurdur.

Bu vesile ile bir kez daha yinelemek gerekir ki;

Gazi Filozof Mustafa Kemal Atatürk tarihin kaydettiği ve bizlere nasip olmuş bir kıymettir. O’na karşı olmak, O’na sevgi ve saygı hislerinden arınmış olmak büyük bir yanılgının, yanlışın en büyük delilidir.