Gezimin en ilginç bölümünde şehrin  göbeğinde John Hanckok  parkında yer alan The, La Brea katran bataklıkları  var..  Çok büyük   bir park ve içine dağılmış halde olan bu çamur göletleri, demir korkuluklarla korumaya alınmış.  Yürüyerek geziyor gözlemliyorsunuz...
 
İYİ DE NEYİ????
Hala  canlı olan ve fokurdayan bu asfalt kabarcık havuzları, gezegendeki en zengin Buz Çağı fosil kaynağı olarak saptanmış.
Bu yapışkan tabanlı petrol ve asfalt yatakları en az 38,000 yıl boyunca hayvanları, bitkileri ve bakterileri içine çekmiş Mamutlar, mastodonslar,  kurtlar, kılıç dişli kediler, tembeller, atlar ve ayılar, kemikleri bu bölgede ayıklanan yaratıklardan bir kaçı... Çıkan hazineleri dünyadaki çesitli müzelerde ve doğal tarih koleksiyonlarında görülebilirmiş.
 
BİZDE OLSA, örnegin; Etnografya müzesinin arka bahçesinde fosil dolu   bir bataklık var dense, herhangi  birimiz kafamız uzatıp da bakar mıyız?
 
Bakın elalem ne yapmış:
Bu John Hanckok, 1800'lu yıllarda,  her tarafı balçık olup, ekin yetişmeyen ve bir ise yaramayan büyük bir araziyi Meksikalılardan  çok ucuza kapatmış. ( ya da araklamıştır, günahı boynuna). Yıllarca bu doğal asfaltı bitumu ve de dibindeki petrolü hemşehrilerine satıp köşe olmuş. Bir gün oğullarından birisi, kazı sırasında çok iri kemikler ve dişler bulunca  tarihi doku durumu ortaya çıkmış. 
Hanckok zaten yedi sülalesine yetecek para kazandığından; bu yapışkan ve içi fosil dolu bölgeyi Los Angeles belediyesine hediye etmiş.
 
Amerikalı, büyük nefis yemyeşil bir park yapmış. Parka yaya ve bisiklet yolları,  oturma dinlenme bankları yerleştirmiş. Parkın içine iki adet birbirinden değerli müze koymuş. Sanat ve Tarih müzeleri. Zaten ülkelerarası bir ilgi kendiliğinden oluşmuş. 
Bir de bir sanatçının, kişisel  yaratıcılığında,  koskoca bir KAYA PARÇASINI oturttuğu taşıyıcı  iki duvar ve arasına ilginç bir grcit yapmış. Resimde o kayayı görüyorsunuz. Bu kaya da o bölgenin simgesi oluvermiş.
 
Ayrıca bir başka surrealist sanatçının yarattığı aydınlanma direklerinden oluşan bir de giriş ışıklandırmasını düşünün.  Bu bataklığa insan çekmek, çocuk ve genç ilgisi ve bilgisi oluşturmak için ellerinde ne koz varsa oynamışlar.
İlgi kaynakları desen çok. Eğlence var. Tarih var. Çimlere yayılmak var. Sanat var.. Resim var... kafeteryada en nefis tatlılar burgerler biralar kahveler var. 
 
Ehh siz de bir pazar günü ne yapsam diye düşünür müsünüz?
Yine bizim ülkede olsa,  önce hangi bakanlığın el atacağı uzun süre tartışılır. Sonra, yarısını o bakanlık, öbür yarısını bu bakanlık alsın, yollarını belediye yapsın diye birbirlerinin üzerine atılır ( GÖBEKLİTEPE'DE OLDUĞU GİBİ!)  Sonunda arkeologlardan baŞka kimsenin ilgilenmeyeceği bir çamur havzası kalır elde... Bir çok yetkili de ''yahu  bu Hanckok başımıza iş açtı, ne güzel oturuyorduk'' der sızlanır.
SU AKAAAR. TÜRK BAKAAAR...