Yeni bir dünya düzeni üzerindeki düşünceler ve umutlar giderek çoğalıyor. Çünkü beklentiler yüksek artık. Etik ve ahlaki bir yapılanmanın siyaset ve politikanın önüne geçmesini isteyenlerin sayısı artıyor dünya genelinde. Bizler gibi olmayan farklılaşmış ve bizlerin beklentilerine gerçekleştirmekten uzak yöneticilerin varlığından duyulan rahatsızlık sebebiyle artık yeni bir dünya düzeni ve yönetimi anlayışı giderek büyümeye başlıyor gönüllerde. Bunu fark etmekte zorlananların bile artık “hissediyorum” dediğine tanık oluyoruz çoğu zaman. Siyaset ve politikanın değerleri ve ilkeleri zorlayan, hatta erozyona uğratan etkisi sebebiyle yaşamın giderek daha fazla zorlaşması, doğa ve canlıların korunamaması, bireyleri daha doğru düşünce sistemlerini aramaya yöneltiyor.

Ayrışmalar, ikiye veya daha fazla yapıya bölünmeler, insanların aralarındaki iletişim bağlarını koparıyor ve yabancılaşma başlıyor. Ne kadar fazla oy alırım ve bunun için neler yapabilirim mantığı üzerinden hareket edenlerin samimiyetleri güvenilmez bir hale dönüşüyor. Birbirlerine bağırarak hitap eden, tartışma kültürünü ortadan kaldırarak “ben yaptım, olur” mantığı ile hareket eden yönetim biçimleri tartışılır bir haldedir. Makam araçlarından inmemiş, bisiklet, motosiklet veya toplu taşıma ile makamına gitmemeye direnen yöneticilerin varlıkları ile yoklukları arasında bir fark yok aslında.

Artık siyaset ve politikadan toplumların arınması, “çoğunluk” değil, “doğruluk” sistemlerinin hakim olması gerekmektedir. Sağlık hakkının ücretsiz olduğu, insanların fikirlerini acımasız eleştiriler yapmaktan uzak bir şekilde dile getirdiği, yapıcı ve olumlu olunduğu, yaşamak için olmazsa olmazımız olan içme suyunun ücretsiz hale getirildiği, hayvansal gıda sömürüsünün durdurulduğu, daha sağlıklı bitkisel besinlerin üretiminin yaygınlaştırıldığı, kent içinde araç trafiği yoğunluğunun azaltıldığı, herkesin iyi bir şeyler yapma kaygısıyla hareket ettiği zamana doğru bir geçiş yapılmalıdır. Bunlar hiçbir zaman hayal değildir ve bunları hayal haline getiren, gerçekleşmesini önleyen eski ve modası geçmiş kapital sistemlerin varlığıdır.

Etik ve ahlaki değerleri savunan ve burada özetlediğimiz fikirlerin varlığını benimseyen kişilerin yönetimlerdeki yerini alma zamanı gelmiştir. Buna hiç kimsenin duyarsız kalmaması, daha iyisini daha güzelini yapmaya gayretli ve olumlu düşünceleri çoğaltanların desteklenmesi gerekmektedir. Yeni bir dünya düzeni mutlaka ortaya çıkacaktır. Yüzyıllardır hep aynısı ile hareket eden sistemler, zamanın ve işlevin doğası gereği eskimeye yüz tutmuştur. Eskiden daha farklısını, daha etik ve ahlaki olanını uygulama dönemi hızla yaklaşmaktadır. Yeter ki buna içtenlikle inanılsın.

Sevgi ve saygıyla…