Dokuz Eylül Yayıncılık tarafından 2006 yılında basılan  'Anıları Yıldızlara Bıraktım' isimli kitabımın 2.05.1999 tarihli günlüğüne şunları yazmışım.

''Bu gün mecliste milletvekillerinin yemin töreni vardı. Refah Partili bir bayan milletvekilinin türbanla yemin etmek için salona girişi nedeniyle olaylar yaşandı. Bayanın ruhsal yapısı ve kişiliği az çok yüzünden ve özellikle de bakışlarından belli oluyor.

Kadının  ruh yapısı önemli değil, bu şekli ile meclise onu getiren zihniyet ve ayarlanan plan önemli bence.

Büyük bir protesto gösterisinde bulundukları için Bülent Ecevit'in partisini kutlamak gerekiyor. Tüm milletvekilleri ayakta alkış tutarak: 'Dışarı! Dışarı! ' diye bağırdılar.

Bu tepki karşısında bile bayan adeta sırıtıyordu. Sonunda çıkmak zorunda kaldı.

Belli ki dersini bir yerlerden iyi öğrendiği için şov yapmaya gelmişti meclise. Yanında aynı partiden milletvekili olan Nazlı Ilıcak ise ona dışarı çıkmaması için adeta destek veriyordu.

Ne rezalet ve ne çirkinlikti bu gün mecliste olanlar.

Ülkenin kaderinde bunları da yaşamak varmış...

Ecevit hemen kürsüye gelerek çok kısa bir konuşma yaptı ve; 'Böyle bir tavırla devlet karşıya alınamaz!' dedi.

Ne biçim milliyetçilik ise MHP sıralarından hiçbir kıpırdanma olmadı. Doğruyol Partisindeki o meşhur çok standartlı bayandan i ses yoktu... Anavatan Partisinden doğal  olarak çıt çıkmamıştı.

Sessiz kalanlara şunu sormak gerekiyordu.

''Yemin ederken hepiniz Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı  kalacağım diyorsunuz. Bu tepkisizlik için acaba kişisel bir bozukluğunuz mu var? Yoksa söz konusu olan ufak hesaplarınız mı? Şeytan hesaplarınız mı?..''

Şimdi geldik 2019 yılına.

Köprülerin altından neler geçti ve ülke nereden nereye taşındı.

Türbanla o zaman yemin etmesine izin verilmeyen özenle planlanmış bayan, dışişleri bakanlığında görev alabilecek hiç bir eğitimi olmamasına karşın bu gün bir Arap ülkesine büyükelçi olarak (?) atanmış durumda.

Ona destek veren ve yanında meclise getiren hanımefendi ise Fetö'den suçlu olarak (?) ağırlaştırılmış bir ceza ile tutuklu şimdi.

Şu bir gerçek.

Emperyalist dış güçlerin büyük planını uygulayan satın alınmış iç güçler, yaklaşık yirmi yıldır Cumhuriyetimize, ülkemize ve taşıdıkları aydınlık beyin nedeniyle sorgulama yapabilen halkımıza huzur vermiyor.