Yanlış işlerden vazgeçerek, doğrusunu yapmayı denemenin daha mantıklı olacağını düşünüyorum. Geçersiz yaklaşımların arkasında genellikle bu tür bir inanışın ayak sesleri vardır. Doğrudan yana olmak, baskın egolardan uzak durmak, yanlışın karşısında dik durmamak kanımca çok önemlidir. Herkesin yaptığını tekrarlamak zorunda değiliz. Ancak herkesin yaptığını yapmadan da başka olabiliriz. En azından herkesin beklediği amacı yapmadan bunu başarabiliriz.
 
Çok fazla okumadan, dinlemeden ve anlamadan karşılaşılan gerçekler ne yazık ki yalandan ibarettir. Soyut kavramlardan biraz daha somuta doğru gelmeliyiz. Belki de kendimizi daha iyi ifade edebilmenin bir yönü de budur. Yıllar süren gözlemlerim sonucunda fark ettiğim gerçek, yanlışın veya tükenmiş olanın bir daha hiçbir zaman aynı etkiye sahip olamayacağı ve başlangıçtaki kadar berrak görüntü vermeyeceğidir, Yeni olan ve yeniye dönüş bunun için önemlidir. Eskinin yeniye olan bu yolculuğu  bizlerin kişisel gelişimine katkıda bulunurken bizleri daha da ileri götürecektir. Aynı hataları yapmaktan vazgeçin artık ve doğruyu yapmayı deneyin. Bir şey bitmişse onu orada bırakın ve tekrar gerisin geri giderek ona ulaşmayın. Çünkü o, orada kalmıştır, tükenmiştir ve öylece duracaktır.
 
Bir tükeniş hikayesi yaşamaktansa yeni bir çıkış hikayesi her zaman en doğrusudur.