Kendimizi belki de, bir düzen içinde tutmak için yazıyoruz.

Haykırmak, direnmek, başkaldırı için yazıyoruz.

Ortadan asla kaldırılamayan yaşanmışlıkları canlı kılmak için yazıyoruz.

İnançlarımızın, ilke ve düşüncelerimizin karşısında olanlara karşı olmak için yazıyoruz.

Duyarlılığımızı, sorumluluğumuzu yitirmemek için yazıyoruz.

Söyleyemediklerimizi söylemek, dile getiremediklerimizi dile getirmek, öfkemizi azaltabilmek için yazıyoruz.

Kendimize verdiğimiz sözü yerine getirmek için yazıyoruz.

Bazı şeylerle savaşabilmek için yazıyoruz.

Her zaman aklın doğrunun yanında olduğunu kanıtlamak için yazıyoruz.

Gördüğümüz gerçekleri görmeyenlere göstermek için yazıyoruz.

İyilerin umut dağlarını yeniden keşfetmeleri için yazıyoruz.

Mavi gözlü Cumhuriyetimizin bize kazandırdığı güzellikleri unutturmamak için yazıyoruz.  

İnsanların sevgisizliğinin ne denli ağır travmalara yol açtığını ve de onları öldürebildiğini fark ettiğimiz için yazıyoruz.

Kütlesinin büyük bir bölümü denizin altında bulunan buzul misali, insanın da içinde saklı tuttuğu  parlak ışığı ortaya çıkarmak için yazıyoruz.

Nerede biri zorbalığa kalkar ise, orada bu zorbalığa başkaldıran birinin mutlaka çıktığını gördüğümüz ve örnekleriyle yaşadığımız için yazıyoruz.

Yaşamın kalan zamanını uzatmak için yazıyoruz.

Tanrı'nın uzatsa da, asla unutmadığını gördüğümüz ve bildiğimiz için yazıyoruz.