Dostluğun, dürüstlüğün ve sevginin olduğu gibi iyilerin de yanındadır Tanrı.
İyiler yüreğinde vicdan taşıyan, aklıyla doğruyu bulma çabası içinde olan kişilerdir.
Gerçekler, doğrular onlara karşı gizlense de bir gün mutlaka ortaya çıkar her şey. Ve er geç umut dağlarını yeniden keşfeder iyiler.
Nerede biri zorbalığa kalkarsa, orada bu zorbalığa karşı baş kaldıran iyi biri mutlaka vardır.
İyilerin kullandığı dürüst, olumlu ve paylaşımlı bir yaşam sonunda mutlu biter.
Dostluk iki iyi insan arasında kendiliğinden oluşur. Kötülerin böyle bir özelliği olamaz. Onların dostu değil, olsa olsa suç ortağı menfaat ortağı ve günah ortağı vardır.
Ağacın hiçbir zaman çiçeğini bırakıp gitmediği gibi iyi insanlar da gerçek dostunu asla bırakıp gitmez.
İyilerin yalanları değil doğruları vardır. Kötülük yüklü insanlar istedikleri kadar iyi insanların doğrularını saklamaya kalkışsınlar bir gün gerçek olan o küçücük çakıl taşı kocaman kaya parçası olarak karşılarına çıkıp onları ezebilir.
Bir zamanlar iyiler çoğunlukta kötüler azınlıktaydı her yerde. Eylemlerine başladıklarında kötülere karşı sessiz kalındı. Çizgiler, sınırlar aşılıncaya kadar susuldu. Duymak istenilenleri duymayarak, görmek istenilenleri görmeyerek hakların çoğu kötülere bırakıldı.
Dilleri olması gerekenler dilsiz olmayı yeğledi... 
Toplumda hak hukuk ve adaleti savunan bir mesleğin içinde yer alanların ve bunun bilimini yapanların çoğunluğu üç maymunu oynadı yıllar yılı. Bunun sonucunda iyiler kötüleri ve kötülükleri tam olarak ortadan kaldıramadığı için zor günler yaşandı ve yaşanmakta.
Hacının, hocanın sürekli ön plana çıkarıldığı bir dönem yaratıldığında; iyi insanlar bir an geldi hacıların gerçek hacı, hocaların da gerçek hoca olmadığını örneklerini yaşayarak gördü ve çözdü onları.
Tanrının da yardımıyla eninde sonunda bütün suların 'Gerçek Olan Doğruluk Denizine' kavuşabileceği bir kez daha görüldü.