Toplumların etik ile buluşması, bu yönde yeni bir yaşam biçimi oluşturulması için yapılanlar yeterli değildir. Daha fazla çaba göstermeliyiz. Gerçeğin önündeki engellerin kalkması ve güçlü bir aydınlık ile toplumların aydınlanması için, yüzyıllar öncesinin Aydınlanma Çağına artık ihtiyacımız yok. Bundan sonra çabalar rol model oluşturma ve etik fenomen yapılanmaları üzerinde yoğunlaşacaktır. Yaşam biçimini etik bir model üzerine kurgulayan kişilerin varlığına yoğun bir şekilde ihtiyaç vardır. Bu rol modellerin etik fenomen bir yapı üzerinden toplumla buluşması etik’in alansal olarak yaygınlaşması için gereklidir.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, ülkemizde etik teriminin anlaşılması için uzun süreden beri çalışıyoruz. Bir televizyon kanalında ilk etik programı yaptığımız günlerin üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Sıklıkla duymaya başladığımız “Bu yaptığın etik mi?” sorusunun daha fazla soruluyor olması, geldiğimiz başarılı noktanın küçük bir özetidir.

Bunun için yollardayız ve çalışmaya devam ediyoruz. Dur durak bilmeden, erişebileceğimiz her kişiye erişme kaygısıyla, siyaset ve politikadan çok daha üstün birer alan olan etik ve ahlâkı yükseltmek için, başka bir amaç olmadan, sadece doğru ve düzgün olanın zihinlerde yerleşmesi için, isteyerek, gönüllülük ruhundan vazgeçmeden yürümeye devam ediyoruz.

Toplumların birbirine yabancılaşmadığı, dürüstlük ve güvenin hakim olduğu bir dünya hepimizin özlemidir. Sevgi, saygı ve içtenlikle harmanlanmış bir vefa toplumu oluşturma ülküsü ile hareket ettiğimiz sürece başarıya ulaşılacağına inanıyorum.