Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, ırk, din, dil ve etnik köken ayrımları giderek artmaya başlamış durumda.

Geçmişte böylesine açık ve net bir şekilde yaşanmayan bir tablonun içinde değildik.

Sevgi ve saygının son kırıntılarını yaşarken, büyüklerimize olan bakış açımız bu kadar öfkeli bir şekilde ortaya çıkmıyordu.

Aldatma, iki yüzlülük, tutarsız tavır ve tutumlar bu kadar davranışlara yansımazdı.

Bu düzen, değişmesi ve ortadan kalkması gereken bir düzendir. İnanın ki, bunun değişmesinin yanında etik ve ahlâki olanın daha güzel bir şekilde onaylanacağı günlerin özlemi herkesin duygu ve düşünce dünyasını çevrelemiş durumdadır.

Bunun içindir ki, bir mücadelenin içinde, yazıyor, anlatıyor ve paylaşıyorum. Köşesine çekilip olanları izleyenlerden olmak, ne yazık ki bana göre değil.

Bilerek, söyleyerek aktarmak, şiddet ve kargaşadan uzak durmak ve bunu asla istememek çok önemlidir. Çünkü bu düzenin dünyadan kalkması sevgi ve saygı çerçevesinden ikna ederek olmalıdır.

Emanet olarak aldığımızın böyle olmadığının ve bunun da geleceğe bu şekliyle emanet edilemeyeceğine olan inançla, doğrudan, güzelden yana olanı savunmalıyız.

Her şey para, ün, şatafat, marka değildir. Değişime kendinizde başlamayı hâlâ denememiş olanlara seslenmek istiyorum:

Bu düzenin değişmesini istiyorsanız, değişimin klasik bir ifadeyle bizde başlamasına izin vermeli, harcayan, tüketen, israf eden, mali değeri yüksek olan şeylerden yana olan değil, olağan, normal, abartıdan uzak olan, makul ve tutarlı yaklaşımlardan yana bir tavrı benimsemeliyiz.

Çünkü etik ve ahlâki olan bu yaklaşımlarımızı üzerine kurgulanacak ve bugünün kaoslarını yaşatan düzenin bir parçası olunmayacaktır.