Türkiye’de çoÄŸulcu hayatın baÅŸladığı İkinci MeÅŸrutiyet’ten günümüze kadar geçen süreçte Türk siyasal yaÅŸamı deyindeyse siyasal cepheleÅŸmelerin tarihi olmuÅŸtur. Bu cepheleÅŸmeleri ÅŸöyle sıralamak mümkündür:
— İttihatçı-İtilafçı cepheleÅŸmesi (1908-1922)
— Vatan Cephesi (DP-CHP, 1958-1960)
— Sağ-Sol cepheleşmesi (1965-1980)
— Milliyetçi Cephe (1975-1980)
— Laik-İslamcı cepheleÅŸmesi (1990’lı yıllar)
Siyasal cepheleÅŸme ya da kutuplaÅŸma tarihe/maziye ait bir anı olmayıp halen devam eden bir süreçtir. Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı ÅŸeklinde devam eden bu cepheleÅŸme, mevcut siyasal sistemin (CumhurbaÅŸkanlığı Hükümeti Sistemi) -% 50+1 barajıyla birlikte- en zayıf noktalarından biridir.
BilindiÄŸi üzere Yorgun SavaÅŸçı, Kemal Tahir'in ünlü bir romanı. Osmanlı Devleti'nin Mondros AteÅŸkes AntlaÅŸması’nı imzaladıktan sonra ülkenin iÅŸgal edilmesi ve Milli Mücadele’nin baÅŸlangıç yıllarını İttihatçı yüzbaşı Cemil üzerinden anlatır. Romanın kahramanı Cehennem Topçu Cemil, savaÅŸ yorgunudur. SavaÅŸ bitmiÅŸ olsa da üzerinden yorgunluÄŸu atamadığı gibi bir taraftan her ÅŸeyi bırakıp uzak bir köyde eÅŸiyle yaÅŸama isteÄŸiyle Anadolu’ya geçip Milli Mücadele saflarında yer alma isteÄŸi arasında gidip gelmektedir. Galip gelen Milli Mücadele saflarında yer almak olacaktır.
Türk toplumu da bugün İkinci MeÅŸrutiyetten beri devam eden; ülkeyi, toplumu ve demokrasiyi kemiren cepheleÅŸmeden yorgun… Kadir Has Üniversitesinin 16 Ocak’ta açıkladığı “Türkiye EÄŸilimleri – 2019” araÅŸtırması bu konuda önemli veriler ortaya koyuyor. Anketten Murat Yetkin’in çıkardıkları ise ÅŸöyle:
“Öncelikle ‘kutuplaÅŸma azaldı’ iddialarına karşı, ankete katılanların yarısının (%50,8) ülkede kutuplaÅŸma olduÄŸuna inandığını söylemesiyle baÅŸlayalım. Çalışmaya göre kutuplaÅŸmanın ekseninde de deÄŸiÅŸiklik var. KutuplaÅŸma ekseni olarak laik-dindar zıtlığı hala ilk sırada ama bir önceki yıla göre yüzde 51,8’den, yüzde 43,5’e düÅŸmüÅŸ. İkinci sıradaki saÄŸ-sol kutuplaÅŸması da yüzde 27,1’den yüzde 24’e azalmış. Buna karşın bir önceki yıl dördüncü sırada olan zengin-fakir çeliÅŸkisi, yüzde 13,7’den yüzde 20,5’e çıkarak üçüncü sıraya yerleÅŸmiÅŸ” (https://yetkinreport.com/2020/01/20/ekonomi-ve-siyasette-dipten-gelen-dalga/).
Ankette yer alan verilerden yola çıkarak yapay cepheleÅŸmeleri geride bırakarak toplumun temel çeliÅŸkiye, sosyal ve ekonomik alana yönelmeye baÅŸladığı tespiti yapılabilir. Bu saÄŸlıklı bir demokrasiye gidiÅŸin iÅŸareti olarak görülmelidir.
Bugün gelinen noktada cepheleÅŸmeler nedeniyle Türk toplumunun metal yorgunluÄŸu yaÅŸadığını düÅŸünüyorum. Metal yorgunluÄŸu, sürekli olarak çalışan ya da belirli bir yükün sürekli uygulanması sonucu metal malzemelerin istenilen dayanma özelliÄŸini yitirmesi olarak tanımlanabilir. Türk toplumu da 110 yıllık süreçte bu yorgunluÄŸu bariz bir ÅŸekilde hissediyor.
İkinci MeÅŸrutiyet dönemindeki İttihatçı-İtilafçı cepheleÅŸmesi, Milli Mücadele’yi olumsuz yönde etkiledi. Bazı istisnaları olsa da İttihatçılar Milli Mücadele’yi desteklerken, Hürriyet ve İtilafçılar Milli Mücadele’ye karşı çıkıp iÅŸgalci güçlerle iÅŸbirliÄŸine yöneldiler. Bu nedenle parti kavgaları Cumhuriyeti kuranların en büyük kabusu oldu. Çok partili yaÅŸama geçtikten sonra da –Tarık Zafer Tunaya gibi isimlerin uyarısına raÄŸmen- geçmiÅŸten ders çıkarılmayarak siyasal kutuplaÅŸmalar günümüze kadar sürdü. CepheleÅŸme kısa vadede siyasal lidere ya da partiye kazanç getirse de orta ve uzun vadede demokrasiyi, ülkeyi ve toplumsal barışı tahrip etmektedir.
Toplum olarak cepheleÅŸmeyi aÅŸabildiÄŸimiz ölçüde millet olabileceÄŸiz. Bugün toplum cepheleÅŸme yorgunu ve bunun belirtilerini veriyor. Önümüzdeki süreçte kutuplaÅŸtıran deÄŸil, kucaklayan ve barıştıran siyasetçilerin kazanacağını, topluma nefes aldıracağını düÅŸünüyorum. Toplumsal eÄŸilim buna iÅŸaret ediyor. Cumhuriyetin 100. Yılına doÄŸru giderken toplumsal barışı saÄŸlamayı, Cumhuriyetin kurucu deÄŸerleriyle barışmayı, elbirliÄŸi ile üretime dayalı bir refah toplumunu yaratmayı ve daha güçlü bir demokrasi kurmayı diliyorum.