21 Nisan 2007… Köklü tarihiyle İzmir’in efsanelerinden, Türkiye’nin Avrupa’da ilk defa yarı final oynayan takımı Göztepe, bir futbol kulübünün yaşayabileceği en dip nokta olan amatör kümeye düştü. 2003 yılında veda ettiği Süper Lig’i tekrar görmek yana dursun, kulübün varlığını dahi devam ettiremeyeceği beklenmekteydi. Şehrin karşı kıyısındaki ezeli rakibi Karşıyaka taraftarlarınca aralarındaki büyük rekabetin bitmesine gönderme yapılarak “sela” okutulan Göztepe, artık ezeli rekabetten uzakta bölgesel amatör küme ekipleriyle mücadele edecekti.

Amatör kümedeki ilk maçında seyirci cezası bulunan Göztepe, Tirespor ile Buca Stadyumunda karşılaştı. Henüz Süper Lig’de şampiyonluk kutlaması yaşanmayan futbol şehri İzmir’de büyük bir hüzün kaplıydı. Fakat vazgeçmeyenler de vardı ve bir efsanenin sonu bu şekilde bitmeyecek, Göztepe ile özdeşleşen taraftarlar takımlarını terk etmeyecekti. Bir bestelerinde de bahsettikleri gibi “karanlık dar sokaklardan geçen” gösterdikleri vefa örneğiyle tüm Türkiye’nin takdirini toplamış olan emektar taraftarlar, takımını amatör kümede seyircisiz maçta dahi yalnız bırakmıyor, çatılardan ve tellerin arkasından tezahürat yaparak varlıklarını gösteriyordu. Sonraki hafta Denizgücü ile oynanan deplasman maçında tam 5bin’e yakın biletli taraftara, ev sahibi tarafına bir şekilde giren biletsiz taraftarlar da ekleniyor, adeta pes etmediklerini duyurmak istiyorlardı.

Eylül’e isyan edenler

Yaşanan trajedi, futbol tribünlerine adından yıllarca söz ettirecek yeni bir beste kazandırdı. İzmir takımlarının beste ve tezahürat konusunda ortaya koydukları bir çok esere bir yenisi eklenmişti fakat bu sefer adı zafer ve başarılar ile değil bir isyan ile konuluyordu. 6 Eylül 2005 tarihinde yazılan o meşhur marşta, Göztepe taraftarı şehirlerine ve rakiplerine “ıssız kuytu köşelerden and olsun ki döneceğiz” sözü vermişti. 2017 yılında, yani tam 14 yıl sonra döndükleri Süper Lig’de seyircisiz oynama cezası biten ilk maçta Bornova’daki Doğanlar Stadı’nı dolduracak ve yıllar önce yazdıkları marşlarını seslendireceklerdi.

Büyük gün; 26 Ocak 2020

2016 yılından beri iç saha maçlarını oynadığı Doğanlar Stadı’na ligde Galatasaray galibiyeti ile veda eden Göztepe taraftarı artık büyük özlemle hasretini çektiği evine dönüyor. Bir diğer kültleşmiş bestelerinde “güzel günler göreceğiz elbet sonunda” diye yıllardır haykıran taraftarlar, 26 Ocak Pazar günü saat 16:00 ‘da oynanacak Beşiktaş maçı ile , kulübün efsane kaptanıyla aynı adı taşıyan Gürsel Aksel Göztepe Stadı’nın kapılarını açmayı bekliyor. Stadın şu anki kapasitesi 20.035 kişi olsa da TFF tarafından yeni onaylanan kale arkası tribünlerinde koltukların kaldırılması kararından sonra Güney Kale arkası koltukları sökülecek ve kapasite 25.000 olacak. İlerleyen dönemde uygun görülürse Kuzey Kale arkasının da koltuklarını kaldırıp stat kapasitesini 30.000’e çıkarma planı söz konusu. Satışa çıkan kombinelerin tamamını neredeyse tükendi. Artık sayılı günler kala kulübün kuruluş semti olan Güzelyalı ve kulüp binası başta olmak üzere İzmir’in çoğu yeri sosyal medyada da başlatılan #EveDönüyoruz etiketi bulunan bayraklarla donatıldı. Göztepe’nin ve aynı zamanda Kulüpler Birliği’nin Başkanı Mehmet Sepil’in yeni evlerini sadece futbol taraftarları için yapılmış bir stadyum değil, 7 gün 24 saat İzmirlilerin buluşma noktası olacak tüm halka hizmet edecek sağlıklı yaşam ve spor merkezi olarak özellikle nitelendiriyor.

İlhan Palut dönemi

Yeni stadının açılmasına günler kala, Süper Ligin 2.yarısına 3-0’lık Antalyaspor deplasman galibiyetiyle başlayan Göztepe, özellikle defanstaki eksiklerine rağmen güzel mücadele etti ve rakibine çok fazla açık vermedi. Defansın değişmez ismi Titi’nin kupa maçında gördüğü kırmızı kartla elindeki son stoperi de kaybeden genç Teknik Direktör İlhan Palut, defansta Leo ve Borges’i tercih etti. İki oyuncu da asıl mevkileri olmamasına rağmen oldukça başarılı bir performans ortaya koydu. Bunda takım içi yardımlaşmanın payı da oldukça yüksek zira Göztepe yıllardır eksikliğini hissettiği topsuz alanda pozisyon ve taktik performanslarını İlhan hocayla birlikte kapatmaya başladı. Palut, imza atmasından sonra kendisine şüpheyle yaklaşanların yanıldığını kanıtlayan bir oyun izletiyor. Kaleci dahil topu oyuna 1.bölgeden kısa paslarla sokmak ve topa sahip olan, koşu mesafesi çok yüksek bir takım oyunu oynatmak isteyen Palut, zaman zaman bu felsefeden çıkan bir oyuna dönmek zorunda kalsa da zamanla gideceği yeri çoktan gösterdi. Net skorla birlikte takımda özgüven tazelendi ve yeni açılacak stattaki ilk maçta da galibiyet beklentilerini artırdı. Norveç ligi takımlarından Viking’den transfer kanat oyuncusu Zlatko Tripic ise maçın son dakikalarında oyuna girip ne kadar istekli olduğunu ortaya koyacak kadar süre buldu. Tripic’in maç eksikliğinden dolayı fiziksel düzeyde yeterli seviyeye gelmesi için zamana ihtiyacı var fakat İskandinav kültüründen gelen her oyuncuda gördüğümüz disiplin sayesinde kısa sürede bu açığı kapatacaktır. Henüz yorum yapmak için erken olsa da Viking taraftarlarının uğruna şarkılar yaptığı Zlatko Tripic, mücadeleci karakterini koruduğu takdirde Göztepe taraftarlarınca da takdir görecektir. Açılış maçıyla ilgili olarak diğer tarafta ikinci yarının ilk maçında lider Sivasspor’a evinde kaybeden Beşiktaş da ise bir kısım taraftar T.D Abdullah Avcı’yı istifaya çağırdı. Avcı’ya sorulsa böyle bir dönemeçte muhtemelen istemeyeceği tek maç Göztepe’nin yeni evinin açılış maçı olurdu. Zira takımlarından genel olarak beklentisi sahada mücadele eden bir Göztepe izlemek olan ve sürekli takımı ileri iten 20.000 taraftarın önünde deplasman maçı Beşiktaş için hiç de kolay olmayacak. Rakiplerini çok iyi gözlemleyen İlhan Palut ve ekstra motivasyon ile maça çıkacak olan Göztepe karşısında Beşiktaş ekstra çaba sergilemek zorunda. Küllerinden doğan Göztepe, ilk kurulduğu semtte, efsane kaptanı Gürsel Aksel’in adını taşıyan yeni stadında tutkulu taraftarıyla Türkiye’ye tribün şöleni izletecektir. Bu güzel stadyum Türkiye’nin ilk defa futbol oynanan şehri İzmir’e çok yakışacak. Darısı kendilerine ait bir stat hasretiyle yanıp tutuşan İzmir’in diğer güzide kulüpleri Altay ve Karşıyaka’nın ve takımlarına büyük bir aşkla bağlı cefakar taraftarlarının başına.