Göztepe yeni yuvası Gürsel Aksel Stadyumu'nda, 19 bin taraftarının önündeki ilk maçında 3 puanı aldı. Saat 12’de Susuzdede Parkı'ndan başlayan yürüyüş, stadın kapılarına kadar sürdü ve sarı kırmızılı taraftarlar 95 yıllık özlemlerinin sonunda sokakları denize çıkan şehirlerinde, bu sefer denize değil yeni mabetlerine kavuştular. Stadın atmosferi ve ambiyansı tam da beklenildiği gibi muazzamdı. Yeni teknolojilerden faydalanarak inşa edilen statta kullanılan ışıklandırma sistemi ise alışılmışın dışında ve oldukça hareketli bir şov sunuyor. Taraftar her zamanki gibi ateşli bir şekilde takımını destekledi. Fakat yeni bir statta olmanın ve Doğanlar Stadı'nın 2 katı sayıda bir tribün oluşturmanın etkileri ara ara görülmedi değil zira maçın belli bölümlerinde tribünde kopukluklar gözledim. İlerleyen maçlarda tribün koordinasyonu ve senkronizasyon daha da oturacaktır.

Yeni mevkiinde başarılı bir sezon geçiren Alpaslan Öztürk’ün sakatlıktan çıkmasının ardından Titi ile birlikte stoperde sahada olması beklenirken, teknik direktör İlhan Palut geçen hafta mecburiyetten ilk defa stoperde oynayan Celso Borges’i tercih etti. Borges asıl mevkisinde olmamasına rağmen 2 haftadır çok sırıtmadı hatta yapılan ortada arka direkte kendini çok iyi unutturup skora da katkı yaptı ama özellikle agresif defans ihtiyacında zayıf kalıyor. 90. dakikada oyuna giren Alpaslan’ın bir an evvel ilk 11’e dönmesi şart. Onun hırsı ve güçlü yapısı savunmada Göztepe’yi oldukça rahatlatıyor. 

2 ayrı Göztepe

Maçın ilk devresinde taraftarın coşkulu rüzgarını da arkasına alan Göztepe, maça doğru diziliş ve hücum anlayışıyla başladı. Hafta içinde teknik direktör Abdullah Avcı ile ayrılık yaşayan ve son 8 maçta 7 mağlubiyeti bulunan Beşiktaş’ın dağınık defansına karşı Göztepe özellikle kanatlardan Serdar ve Halil ile hızlı ataklar gerçekleşti. Beşiktaş’ın sol bekinde 18 yaşındaki Rıdvan Yılmaz oynadı. Rıdvan’ın ayağı oldukça iyi, pas verirken doğru düşünüyor ama tecrübeye ihtiyacı var. İlerleyen maçlarda kendine daha fazla şans verilmeli. Sağda Gassama ve Halil’in ataklarına sol kanatta son zamanların formda ismi Serdar Gürler eşlik edince Beşiktaş’ın başı döndü. Muhtemelen yeni statta ilk golü atma arzusu Serdar’ın net 2 gol pozisyonunu harcamasına neden oldu. 3. seferde tam da kendinden beklenen atağı yaptı ve bu kez topu içeri çevirdi. Gürsel Aksel Göztepe Stadyumu'nda ilk gol, taraftarlar tarafından “Göztepe’nin çocuğu” olarak çağırılan Halil Akbunar’dan geldi. Göztepe’nin Doğanlar Stadyumu'ndaki ilk ve son golünü de Halil atmıştı. Golden sadece 2 dakika sonra güzel bir ara pasla kaleciyle karşı karşıya kalan Cameron Jerome ise maçı koparma şansını kullanamadı. Jerome hücumda takıma olan katkısıyla önemli işler yapıyor ama bitiricilik ve skor yapmadaki eksiklikleri nedeniyle forvete yapılan yeni transferin ne kadar gerekli olduğunu yine göstermiş oldu. Göztepe, Jerome’un çıktığı maçlarda ileride top tutmakta ve indirmekte daha başarılı olsa da bu sezon gollerinin çoğunu kanat ve orta saha oyuncularıyla buldu. En büyük eksikliği olan ceza sahası içinde bitirici son vuruşları yapabilecek bir forveti olsaydı şu an puan durumunda Avrupa kupaları için daha iddialı bir konumda olabilirdi. Bu açıdan yeni transfer Kamil Wilzcek’den beklenti çok büyük. Eğer bitiricilik ve hava toplarında kendisinden beklenilen performansı sergilerse, ligin 2. yarısında kayda değer gol sayısına ulaşarak Göztepe’yi üst sıralara taşıyabilir. 2-1 biten ilk yarıdan sonra ikinci yarıda da temponun devam etmesini bekliyordum fakat ilginç bir şekilde Göztepe sahasına hapsoldu. Bunda Beşiktaş’tan çok Göztepe’nin konsantrasyon kaybıyla yaptığı pas hataları ve top kayıpları etkiliydi.  Beşiktaş yaratıcılık konusunda oldukça sıkıntı çekiyor, takımın en istekli oyuncusu Atiba olunca, değil şampiyonluk Avrupa şansı bile çok zor. Maçın son dakikalarında 2 kez yüzde yüz gol pozisyonu bulan Burak Yılmaz ise Göztepe’nin duvarı Beto’ya takıldı. Özellikle maçın son saniyesinde çıkardığı pozisyon ile yine 3 puanı getiren isim oldu. Klasik bir başarı koşuludur; bir takımın tutanı ve atanı her zaman iyi olmak zorunda. Atanı konusunda eksiklik yaşayan Göztepe harika bir kaleciye sahip. Müthiş bir profesyonel olan Beto, bir gün futbolu bıraktığında kesinlikle takımda kalmalı. Maç içinde harika bir konsantrasyonu ve motivasyonu var. 

Altay Doğanlar’da 

Bu hafta İzmir’de bir yeni stad heyecanı daha vardı. 1.ligde mücadele eden Altay, ligin 2. yarısında iç saha maçlarını yapacağı Doğanlar Stadı'na galibiyetle başladı ve İstanbulspor’u tek golle mağlup etti. Teknik Direktör Ali Tandoğan ile güzel mücadele etmeye başlayan Altay’da işler iyiye gidiyor. Geçen hafta son dakikalarda gelen gol nedeniyle ikinci yarıya puan kaybıyla başlayan Altay için bu haftaki maç özgüven açısından çok önemliydi. Öncelikle Doğanlar Stadı'na geçmeleri çok doğru bir hamle. Tıpkı o stadda Göztepe’nin çıkışa geçtiği gibi Altay da taraftarıyla bütünleşip daha doğru bir atmosferde final maçları çıkarabilir. Altay, Alsancak Stadyumunun inşaatında yaşanan gecikmeler sonucu kendi evine ancak 2020- 2021 sezonunda geçebilecek gibi duruyor. Altay’ı terk etmeyen vefakar taraftarlarının diğerlerini de etkilemesi ve ligin kalanında takıma daha fazla destek vermesi gerek. Eğer kenetlenir ve bir rüyayı daha gerçekleştirirse, Altay Süper Lig’de yeni stadıyla birlikte İzmir’e yeni bir heyecan getirebilir ve uzun zamandır yaşanamayan derbi havasını geri kazandırabilir. İzmir’in Türk futbolunda daha etkin olması gerekiyor, bu şehrin karakterinde var. Her biri kendine has taraftara sahip bunca köklü kulübün olduğu bu şehir bir gün Süper Lig şampiyonu çıkarmalı. 

Karşıyaka stadını istiyor

Hazır stadyumlardan ve öneminden bahsetmişken hafta içinde yaşanan bir tartışmaya da değinmek gerek. Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, siyasilerin halktan ne kadar kopuk olduğunun bir örneğini sergileyerek hiç yeri yokken Göztepe Stadı'nı eleştiren açıklamalarda bulundu. Buna en çok Karşıyaka taraftarı rahatsız oldu çünkü İzmir’deki rakipleri muhteşem statlara sahip olurken onlar yaşanan mali sıkıntıların içinde bir de inşa edilecek stadyumları hakkında süren mahkeme sürecine hapsoldular. En büyük tutkuları olan Karşıyaka Spor Kulübü'nün içinde bulunduğu duruma ek olarak Karşıyaka Belediyesi'nin yeni yapılacak stadyum sürecindeki engellemelerinden yeterince mağdur olan Karşıyaka halkı stadını istiyor. Bunu çarşıdaki esnafları ziyaret ederek bile öğrenebilir. Bu şehirdeki futbol tutkusu tartışılamaz ve futbol sadece futbol değildir. Özellikle Türkiye’de ve İzmir’de futbol çok daha büyük anlamlara bürünebilir. İnsanların içindeki bu aşkı dışa vurabildikleri ve küçük grupların bütünleştiği stadyumlar, modern futbolda artık bir kulüp için olmazsa olmaz. Şehrin karşı tarafındaki rakiplerinin stadyumunu tebrik etmek yerine eleştirmek, halkı sadece daha da üzüyor. Karşıyaka Belediyesi'nin yeni yapılacak stadyum için destek vermesi gerekli. Eğer İzmir futbolu hak ettiği yere gelecekse, içinde mutlaka Karşıyaka da olmalı. O stad yapılacak bunun başka yolu yok.