Kulluğun son noktasına gelen insan hiçtir ve Hep’e ayna olmuştur. Hep, kendini hiçe ulaşan kulunda görmeye başlar.

Zatı itibariyle Allah, sonsuz bir deniz; insan ise bir damla su gibidir. O damlanın denizden alındığının ve aslının su olduğunun bilinmesi önemlidir ki bu da denizdeki ve damladaki zatın, yani hakikatin farklı olmaması demektir.

An denilen nokta, aşk noktasıdır. O noktanın verdiği hareketle dolaşma, gezinme ve uzaklaşma olunca, zaman kavramı ortaya çıkar. O noktada ne derinlik, ne uzunluk vardır ama uzaklaşınca zaman ortaya çıkmaktadır.

Tevhidde Bir’den başka bir şey yoktur. Her şey Bir’in bir başka Bir’e eklenmesiyle ortaya çıkar. Burada görülen çokluk, Bir’in aynalardaki görüntüsünden başka bir şey değildir.

Ehl-i tevhid, Allah için bilerek çalışır. Diğerleriyse kendileri için çalıştıklarını zannederek, bilmeden, Allah için çalışırlar…

Işık ve sevgiyle kalın!