Bazı şeyleri anlamak için tecrübe etmek gerekiyor. Belli ki İlhan Hoca’nın, Göztepe’nin 1-0 gibi riskli durumlarda skoru tutabilecek bir defans karakterinin olmadığını anlaması için birden fazla tekrara ihtiyacı var. Bu sefer kendi evinde, 2 maç önceki Denizlispor deplasmanında olduğu kadar kötü oynamasa da yine benzer bir son dakika golüyle rakibine 1 puan verdi ve elindeki 2 puanı kaçırdı. Kaçan 4 puan Avrupa kupaları yolunda Göztepe’yi farklı bir pozisyona sokabilirdi.
 
İlk yarısı ortada geçen maçta Göztepe ikinci yarı daha aktifti. Kamil Wilczek’in etkisiz kaldığı maçta sonradan oyuna giren Jerome sonunda kendinden bekleneni başardı ve duran top kornerden açılan ortada golü buldu. Golden 8 dakika sonra orta sahada Castro-Borges değişikliği İlhan Hoca’nın bir türlü tutmayan ve tutmayacak skoru koruyup defans yapma anlayışının göstergesiydi. Göztepe karakter olarak böyle bir taktiği uygulayabilecek bir takım değil. Hücum anlayışını bırakıp aniden defansif sisteme geçmeye ne taraftar ne de futbolcu ayak uyduramaz. Bu ancak 2 veya 3 farkla öne geçildiğinde maksimum son 10 dakika denenebilecek bir taktik.

Kendi Evinde Skoru Göztepe Belirler
 
İlhan Hoca geldiğinde kendisi de söylemişti, rakiplerin önlem alacağı bir Göztepe yaratacağız dedi. Fakat bu söylediğinin aksine nedense ortada giden veya riskli skorla önde olduğu maçlarda takımın dizginlerini çekiyor. 82. Dakikada haftalardır takımı sırtlayan Serdar Gürler yakaladığı çok net bir karşı karşıyayı kaçırmasaydı, 10 dakika boyunca defans ağırlıklı oynanıp 2-0’lık skor tutulmayı denenebilirdi. Fakat 1-0 gibi skor her zaman risklidir. Rakip zaten varını yoğunu ortaya koyup kaybedeceği bir şey olmadığı gerçeğiyle yoğun baskıya geçecek. Göztepe ise bu baskıya karşı koymak yerine tam tersi bir şekilde hücum anlayışından ödün vermezse rakibi defansta hazırlıksız ve dengesi bozulmuş bir durumda yakalayabilir. Tam da böyle pozisyonlar için hem fiziksel olarak hızlı hem de pas yapma ve yön değiştirmede hızlı oyuncuları var.
 
Gürsel Aksel gibi atmosfer konusunda takımın ihtiyacı olan tüm desteğin verildiği bir sahada, kadro olarak bariz önde olan bir Göztepe, skor olarak da öne geçtiği bu maçta daha özgüvenli ve rakibe son vuruşu yapma amaçlı oynamalıydı. Bu anlayışta 2. golü ararken gol yeseydi kimse bu kadar üzülmez niye skora yatılmadığını dahi sorgulamazdı.
 
Avrupa Sevdası Sürüyor
 
Göztepe’nin kalan maçları hem ligin kaderi hem de takımın Avrupa kupalarına katılma hakkı için çok önemli. Hem düşme potasındaki hem de şampiyonluk yarışındaki takımlarla oynayacak ve final maçlarına çıkacak. Taraftar ve destek konusunda kendi evinde sorun yaşamayan Göztepe, deplasmanda özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarında sahaya galibiyet için çıkmalı. Fakat hepsinden önce haftaya düşme potasından kurtulmaya çalışan ve finansal problemleri gün yüzüne çıkan lig sonuncusu Kayserispor deplasmanından mutlak 3 puan alınmalı. Özellikle lig sonuncusu takımlara karşı konsantrasyon problemi yaşandığında beklenmedik sonuçlar oluşabiliyor.