İnsanlar henüz göçebeyken zihni, içinde bulunduğu anı yaşardı. Hayatta kalabilmek için her tehlikeye karşı her an tetikte ve bizzat orada bulunan zihin, korkuyu, heyecanı, mutluluğu ve aşkı anında yaşardı.

Göçebe hayattan kurtulup yerleşik hayata geçtikten sonra insan zihni anı güvenceye almış, artık gelecek için planlar yapmaya başlamıştır. Gelecek endişesi ve ertelenen mutluluk hastalığı, o zaman başladı. İnsanoğlu yerleşik hayata geçince anı yaşamayı bıraktı, sonra da unuttu gitti.

İnsanın zihni tarım devriminden sonra geçmiş ve gelecekle meşgul olmak üzere evrildi. Taa o zamandan beri insanlar şimdiki zamanı hep kaçırır. Milyonlarca yıldır insanın içinde bulunduğu en iyi durum ve duygunun bile tadına varamayan müşkülpesent, endişeli veya pişmanlık dolu bir canlıya dönüşmüş olmasının nedeni budur.

Onun için sevgili insan kardeşlerim bugünden itibaren her türlü endişeyi, tasayı ve evhamı bırak!

 Anı yaşa! Yaşadığın anın tadını doyasıya çıkar.

İnan ki gerisi sadece boş laf…

Işık ve sevgiyle kalın!