mecidiyeköy escort - şirinevler escort - bahçeşehir escort - avcılar escort - şişli escort - beşiktaş escort - istanbul escort - şişli escort bayan - beylikdüzü escort

RSS / XML
19-01-2021
Bizi Takip Edin!

Ayasofya meselesi


2020-06-15 23:14:36
Prof. Dr. Hakkı UYAR

Ayasofya’nın tekrar camiye dönüÅŸtürülmesi, müze olmaktan çıkarılması yeniden gündeme geldi. Ayasofya, 1934 yılında müzeye dönüÅŸtürülmüÅŸtü. TC BaÅŸvekalet Kararlar MüdürlüÄŸü’nün 24 Kasım 1934 tarih ve 2/1589 sayılı kararnamesi ÅŸu ÅŸekildeydi:
 
“Maarif VekilliÄŸinden yazılan 14/11/934 tarih ve 94041 sayılı tezkerede; EÅŸsiz bir mimarlık sanat abidesi olan İstanbul’daki Ayasofya camiinin tarihi vaziyeti itibarile müzeye çevrilmesi bütün Åžark alemini sevindireceÄŸi ve insanlığa yeni bir ilim müessesesi kazandıracağı cihetle bunun müzeye çevrilmesi, çevresindeki evkafa (vakıflara) ait dükkanların yıktırılması ve diÄŸerlerinin de evkafça istimlak edilmesi suretile güzelleÅŸtirilmesi ve tamiri ve daimi muhafazası masraflarına karşılık ta evkafça bu sene ve gelecek seneler bütçelerinden muayyen bir para ayrılması hakkında bir karar ittihazı (alınması) istenilmiÅŸ ve Evkaf Umum MüdürlüÄŸünden yazılan 7/11/934 tarih ve 153197/107 sayılı mütaleanamede (rapor), bu camiin Bizanslılardan kalma bir eser olması hasebile hiçbir vakfı olmadığı ve her ne kadar cami olduktan sonra Sultanlar ve Halk tarafından bazı gelirler baÄŸlanmışsa da bunlardan aÅŸar olarak baÄŸlanan sultan gelirlerinin kaldırılmış olduÄŸu ve halk tarafından baÄŸlanan gelirler ise Kuran okumak ve buna benzer belli ve nerede olursa olsun yapılabilir dini emekler için olup müzeye çevrilmesi ve korunması verilecek bir geliri bulunmadığı ve ÅŸimdiye kadar tamiri, gelirine bakmadan diÄŸer vakıflarla bir arada yapılagelmekte olan bu bina cami olmaktan çıkınca artık buna da imkan kalmayacağı ve bütçelerinin bu günkü herhangi bir yardıma da yol bırakmamakta olduÄŸu ve çevresindeki yapılardan evkafa ait olanları yıkmak ve kaldırmak elden gelirse de ötekine berikine ait olanların evkafça satın alınmasına imkan bulunmadığı bildirilmiÅŸtir. 
 
Bu iÅŸ İcra Vekilleri Heyetince 24/11/934’te görüÅŸülerek, camiin çevresindeki evkafa ait binaların Evkaf Umum MüdürlüÄŸünce yıktırılarak tamir ve muhafaza masrafları da Maarif VekilliÄŸince verilmek suretile Ayasofya camiinin müzeye çevrilmesi tasvip ve kabul olunmuÅŸtur”.
 
Kararnamenin altında CumhurbaÅŸkanı Atatürk’ün yanı sıra BaÅŸbakan İsmet İnönü ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzalar bulunmaktadır. 
 
Aslında hikayenin biraz daha öncesi var. O da dönemin Türkiye’sinde bilimsel faaliyetler, tarih ve arkeoloji gibi alanlar öne çıkmaktadır. Bu dönemde Ayasofya’ya bakışın dinsel olmaktan çok tarihsel ve bilimsel olduÄŸuna dikkat çekmek gerekir. 7 Haziran 1931 tarihli bir kararname ile ABD’nin Boston ÅŸehrinde bulunan The Byzantine Institute adlı bilimsel kuruluÅŸun müdürü T. Whittmore isimli kiÅŸinin İstanbul Müzesi uzmanlarından birinin gözetimi ve denetimi altında Ayasofya Camiinin sıvaları altındaki mozaiklerin meydana çıkarılması ve inceleme yapılması için Maarif Vekaletinin isteÄŸi doÄŸrultusunda izin verilmiÅŸti.  
 
Yine Ayasofya’nın avlusunda İstanbul Alman Asarı Atika (Eski Eserler/Arkeoloji) Enstitüsü Müdürü Sehede’nin bazı yerleri kazması Maarif Vekaletinden istekte bulunulmuÅŸtu. Talep müze olmadan önce yapılmış, kararname müze olduktan sonra çıkmıştı (29 Aralık 1934). 
 
Ayasofya müze olduktan sonra da 1936 yazında mozaiklerin ortaya çıkarılması iÅŸine yardım etmek üzere Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nden ve Beyaz Ruslardan Boris Erustof’un Türkiye’ye gelmesine izin verildi. 
 
1935 yılında ise müzeye 6 bekçi tahsis edildi. Gerekçede “tarihi anıtlarımızdan Ayasofya’nın korunması” ifadesi yer alıyordu. Gerçekten de Ayasofya’nın “bize ait” olarak tanımlanması ve “tarihi anıtlarımızdan” denilmesi son derece dikkat çekicidir. 
 
Sami Boyar (Ayasofya müze müdürü), Türkiye’nin yurt dışında tanıtımı için çıkarılan La Turquie Kemaliste dergisine yazdığı “Aya Sophia” adlı yazıda (1941), Ayasofya’nın 915 yıl boyunca Bizans kilisesi, 482 yıl boyunca da Müslüman Camii olarak hizmet verdiÄŸini ve 1935’te Atatürk’ün emriyle müzeye dönüÅŸtürüldüÄŸünü belirterek, yeni bir arkeolojik çalışma döneminin baÅŸladığına vurgu yapmaktaydı. 
 
Aslında yapılan Cumhuriyetin laik bir toplum inÅŸa etme sürecinin bir parçasıydı. DinselliÄŸin yerini bilimsellik ve pozitif düÅŸünce alıyordu. Ülkenin bütün tarihsel mirasına sahip çıkılıyordu. Bu, Batı dünyasıyla dostluk köprüsü kurmanın, insanlık ailesinin saygın bir üyesi olma isteÄŸinin de bir yansımasıydı. Buna Yunanistan ile kurulan iyi iliÅŸkileri de eklemek gerekir. Nitekim bu kapsamda 1935 yılında Yunan Kralı’nın marşındaki “İstanbul ve Ayasofya’yı alacağız” ibaresinin çıkarılması gündeme gelmiÅŸti. 
 
Ayasofya’nın camiden müzeye dönüÅŸtürülmesi övgülerin yanı sıra bazı eleÅŸtiri de almıştı. Mısır’da yayınlanan El-Risale adlı dergide Mekke’den Ali Tantavi imzasıyla gönderilen Ayasofya adlı bir yazı yayınlandı (1935). Türk DışiÅŸleri Bakanlığının da yakından takip ettiÄŸi ve Türkçeye aktardığı yazı, günümüzdeki İslamcıların söylemlerinden çok da farklı deÄŸildir. Türkleri Ayasofya camiini “tevhid”in (Allah’ın varlığına inanmak) elinden alıp “ÅŸirk”e (Allah’a ortak koÅŸmak) teslim etmekle suçlamıştır. Türklerin aslında ÅŸeref ve soyluluÄŸunun olmadığını, ancak Müslüman olduktan sonra bir ÅŸeref kazandıklarını ama Müslümanlıktan uzaklaşınca övünülecek bir meziyetlerinin kalmadığını belirtmekteydi. Tantavi’ye göre laik Türkiye, Müslümanlıktan uzaklaÅŸmıştı. 
 
Tantavi’ye karşı çıkan Arap aydınları da vardı:
“Ali Tantavi’nin Mekke’den avukatlığını yapmak istediÄŸi İslamiyet ÅŸekli, Müslüman milletlere bugünkü dünyada hiçbir hayır ve menfaat temin edememiÅŸtir. Bilakis onları ecnebi milletler elinde esir ve zelil (aÅŸağılanmış) bırakmıştır. Halbuki Atatürk’ün ve bugünkü Türklerin İslamiyeti müstakil ve kuvvetli bir Türkiye meydana getirmiÅŸtir. Bize ve bütün Müslüman Åžarka böyle bir İslamiyet lazımdır. Ali Tantavi, Mekke’den ne kadar haykırırsa haykırsın, biz onun İslamiyetini deÄŸil, Atatürk’ün İslamiyetini tercih ederiz. Bize de Cenabı Hakkın bir Atatürk nasib etmesini dileriz”… 
 
Demokrat Parti, 1950’de iktidara geldikten sonra Ayasofya’nın tekrar cami olarak kullanılmasına iliÅŸkin talepler de gündeme geldi. Bu taleplere yol açan nedenlerden biri de ezanın tekrar Arapça okunabilmesine imkan saÄŸlanmasıydı. BaÅŸbakan Adnan Menderes’e 30 Eylül 1950 tarihinde Halit Demiryumruk (Kartal-Yunus istasyon makasçısı) tarafından gönderilen dilekçede, ezanın tekrar Arapça okunmasını saÄŸlamasından cesaret alarak Ayasofya’nın da tekrar camii olarak ibadete açılmasını istenmekteydi. 
 
70 yıl sonra aynı talebin sıklıkla ve daha güçlü bir ÅŸekilde dile getirildiÄŸi görülmektedir. 1934’te Ayasofya’nın müzeye çevrilmesinin tarihsel ve bilimsel nedenleri ortadadır. Bunları yok sayarak müzeyi tekrar camiye çevirmek elbette iktidarın elindedir. Ancak ÅŸunu söylemek gerekir ki, kilisenin camiye çevrilmesini “kılıç hakkı” olarak tanımlamak bugünün dünyası için geçerli olmasa gerektir. Bu ortaçaÄŸ düÅŸüncesidir. Atatürk, 1923’te yeni Türkiye’nin cihangir (fetihçi, savaÅŸçı) bir devlet olmayacağını, bir iktisat (ekonomi) devleti olacağını söylemiÅŸti. Osmanlı ile tarihsel sürekliliÄŸin yanı sıra bu noktada kopuÅŸa da dikkat çekmekteydi. Gerçekten de uzun savaÅŸ yıllarının yarattığı tahribat neticesinde Anadolu TürklüÄŸünün yok olmak üzere olduÄŸunu, 10 milyonluk nüfusun da hastalıklardan kırıldığını hatırlatmak isterim. Bugünkü 80 milyonluk Türkiye, Cumhuriyetin yarattığı barış ortamının ürünüdür. 
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ekim 2017’de ÅŸu cümleyi haklı olarak ifade etmiÅŸti: “Biz İstanbul'un kıymetini bilmedik. Biz bu ÅŸehre ihanet ettik. Hala da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum”. İstanbul’a da ve Ayasofya’ya da ihanet etmeyelim. Tarihsel mirasımıza sahip çıkalım. 
Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...









ArÅŸiv Arama
- -

Ana sayfa - saÄŸ alt

Ege Meclisi
SPOR
Spor Haberleri
GÜNCEL
İZMİR
İzmir
POLİTİKA
Politika
ÖZEL HABER
Özel Haber
Araç kiralama evden eve nakliyat