​Bu​gün ABD'lerin başında ruh yapısı ve davranışları çok da normal olmayan bir başkanı gördükçe aklıma Kennedy gelir, Abraham Lincoln gelir.

Kennedy'nin yazmış olduğu 'Fazilet Mücadelesi' kitabını okuduğunuzda onun aile soy ağacı yapısını, karakterini, ilkelerini, yeteneğini ve donanımını çok iyi anlayabiliyorsunuz.

Amerikalı yazar Willam Styron bir yazısında şöyle diyor Kennedy ile ilgili olarak.

''Kennedy aktörden çok ötede ve yükseklerde bir insandı. Yetenekleri hiç de küçümsenemez. Öldürülmesinden iki hafta önce bulunduğumuz bir salonun kalabalığı arasında bana yaklaşıp ayaklanan siyah kökler üzerine yazmakta olduğum kitabın ne durumda olduğunu sormuştu. Ben ona aylar önce bu konuda bir kitap yazacağımdan söz etmiştim. Bir politika şefinin hatırlaması ve jesti asla yabana atılamaz.''

Amerika içindeki karanlık egemen güçler tam anlamıyla devlet adamlığı özelliğindeki böyle bir başkanı 1963 yılında katlettiler. 

Bu gün bile katliam aydınlanmış ve aydınlatılmış değil!..

Abraham Lİncoln (1809-1865) daha 1800'lü yıllarda köleliğe, ayrımcılığa karşıydı. Zenciler taparcasına seviyorlardı onu.

Şükran duygularını ifade etmek için ayaklarına kapanmak isteyen bir zenciye;

''Bana değil, Yüce Tanrı'ya dua et. Hepimizi kurtaran odur'' demişti.

Bir gece (14 Nisan 1865) gittiği tiyatroda rolü olan ayarlanmış(!) bir oyuncu tarafından sahneden üzerine tabanca ile ateş edilerek katledildi.

Erdemli, yetenekli, dürüst, toplumu ayrıştırmadan görev yapan ve bir çizginin üstüne çıkabilen başkanlarını katlederek ortadan kaldırmayı doğrusu ya, çok da iyi beceriyor Amerika!.. ​