İzmir ‘de  deprem oldu, Genç, yaşlı; yaşam biçimi, sosyal statüsü, bakış açıları farklılıklarına bakılmadan, hiçbir ayırım gözetilmeksizin insanlar öldü. Çok Üzgünüm, çok üzgünüz. Bazı hayvanlar da yok oldu bu depremde. Üzgünüm, üzgünüz. Bu cümleleri seslendirmek “insanım” demektir. Ancak; bu sözleri söyleyip gereği yapılmıyorsa, bu sözler içselleştirilmemiş, ezber sözlerdir. Ezber nedir?

Ezber, bazı farklı anlamlar içerse de,” Dışarıdan gelen bilgilerin sorgulanmaksızın zihne taşınmasıdır.”Her alanda olduğu gibi, doğal yıkımlarda da, ezber, tehlikenin anasıdır, kaynağıdır. Ezberleyen kişi  öğrenemez , daha  kötüsü,  öğrenmenin esası olan merakını  yok eder. Merakı yok olmuş kişi-kişiler sürekli olarak kendi gibi düşünmeyenlerle çatışır, mutsuzdur. Meraksızlar, üretmeyenler, çatışanlardır. Oysa ,“amaç zihni geliştirmektir belleği doldurmak değil” diyor Mark TWAİN. Her akşam televizyonları izliyoruz, sizce olumlu olumsuz görülenler nelerdir ve de nasıl sonuçlanır?  Zihinlerimizi yenilemek için sordum bu soruyu!

Eğitilecek olan merkezde yer almalıdır. Eğitilecek olan ben, sen, o? Yasalar, yasa yapıcılar, yöneticiler, bürokratlar… Öyleyse;

- Öğrenilecek bütün kanallar erişime açık olmalı; bilgi, teknolojik gelişmelerden yararlanmak esas olmalı.

-Gereksinimler ortaya çıkarılmalı, derece derece yorumlama yeteneklerimiz geliştirilmeli.

-Özgür düşünme, bilimsel düşünme bilgi ve beceri kazandırır. Bu temel esas unutulmamalı.

-Bireylerin ,  her kademede, sorun çözme yeteneklerini geliştirme doğrultusunda eğitim yapılmalı.

-Bu eğitim çalışmalarında eğitenler- yetkililer, eğitilenler bizim gibi düşünmeli ,  benim gibi düşünmelidir hastalığından vazgeçmeli…Değilse;

Duyduklarımızı, okuduklarımızı, gördüklerimizi akıl süzgecinden geçirip  içselleştiremezsek,  yaratıcılığı körelmiş, hayalleri kurumuş, mevcut yapıya pasif  uyum sağlayan tipler ortaya çıkar ki bu tiplerle sorunlar çözülmez tersi yeni sorunlar ortaya çıkar.  Suskun  toplum  oluşur. Suskun, çevreye duyarsız bireyler, onların oluşturduğu toplumlar ezberci  yaklaşımın sonucudur. Bu bireyler, toplumlar sorunlarını göremez, çözemez; bireylerin ve toplumların gereksinimlerini karşılayamazlar; rekabet edemezler; dış dünyaya kapanırlar, çatışırlar, mutsuz olurlar…

“İnsanım” diye söylediğimiz sözler ezber sözler olmamalıdır. Bilime, teknolojik gelişmelere aklımıza ve de donanımlı, üreten insanlara gereksinimiz var. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği bu insanlarımız şimdilik var. Dilerim ileriki yıllarda daha da çoğalır; kaygılarım olsa da!