​Ülkenin değişik yörelerinde kurulmuş aydınlanmanın '21' Cumhuriyet kalesiydiler onlar.

Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in: ''Anadolu'da açmadan solan çiçek bırakmayacağız'' sözlerin ifade eden kalelerdi köy enstitüleri.

Cumhuriyet kurulduğunda aydınlanma devrimlerinin topluma yayılması ve cumhuriyet felsefesine sahip çıkılması için tüm bunları anlatacak yeterli insan o dönemde yok denecek kadar azdı.

​Tam da bu sıralarda büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk eğitimde ve kültürde yeni adımlar atılmasının gerekliliğini gördüğü için;

Önce halkevleri açılmış, ardından eğitim kursları ve eğitim mektepleri gerçekleştirilmişti. 

Atatürk'ün aramızdan ayrılmasından yaklaşık iki yıl sonra '17 Nisan 1940' tarihinde daha önce planlanan bu enstitülerin kurulmasıyla ilgili kanun çıkarıldı.

Ülkede açılacak '21' köy enstitüsünün güneşi Anadolu'yu aydınlatacak, bu okullarda yoksul, unutulmuş ve eğitimden yoksun bırakılmış köy çocukları eğitilerek onlar da gittikleri, uzandıkları her yerde bu ışığı taşıyacaklardı.

1944 yılında Malatya'nın İsmetpaşa bucağında (sonra ilçe olmuştu)  23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında okulumuz müsamere hazırlanmıştı. 

Oynayacağımız oyunlarda bize eşlik edecek müzik ekibi için başöğretmen olan babam 'Akçadağ Köy Enstitüsü' müdürü ile temas kurup oradan dört öğrencinin gelmesini sağlamıştı.

Özel okul kıyafetleri içindeki bu dört öğrenci müzik aletleriyle bizlere katılmışlardı. 

İkinci sınıfta olan ben onların büyük ustalıklarını hayranlıkla izlemiştim. O bayramı ise, hiç unutmadım.

Öğretmen okulu çıkışlı öğretmenler bir müzik aleti çalmayı bilemezken, nasıl bir eğitim veriliyordu ki, köy enstitüsü öğrencisi çocuklar kusursuz becerebiliyorlardı bunu? 

Köy Enstitüleri bugün '81' yaşında. Hala varlıkları, gerekliliği ve önemi gündemde.

1950 yılında iktidar olan Demokrat parti kapattı bu değerli enstitüleri. 

Çünkü bu kuruluşların kapatılmasına neden olanların çoğu TBMM'deki toprak ağaları, aşiret reisleri ve onları destekleyen tutucu, dar görüşlü eğitimciler ve siyasetçilerdi.

Çıkarlarının bozulacağından kuşku duyan bu kimliksizler, ülkeyi aydınlığa çıkaracak bu kuruluşlara karşı karanlığı ve gericiliği tercih etmişlerdi.

Demokrat parti de Köy Enstitülerini tamamen kapatarak tutucu, yobaz iç güçlerden ve emperyalist dış güçlerden yana olduğunu göstermişti bir kez daha.

Yirmi birinci yüzyılda hedef aydınlığın önünü kapatan tarikatları açmak, çoğaltmak değil ışığı, aydınlanmayı temsil edecek köy enstitülerini yeniden projelendirmek gerekiyorken şimdi görevdeki siyasetçilerin bunu gündeme alması asla mümkün değil.

Köy Enstitülerinin 81. Yıl dönümü kutlu olsun.

Bu kuruluşların kurulmasında, yaşama geçirilmesinde ve ayakta kalabilmesinde; 

Emeği olan, zorluklara karşı koyan vatan severlere Tanrı'dan rahmet diliyorum. 

Sonsuzluk ışığı onları hep aydınlatsın.