Bir ülkenin, bir ulusun en yüce kurumlarından biridir üniversite. İçinde yaşadığı toplumun parçasıdır, ondan ayrı düşünülemez.
Özerk bir üniversitenin görevi demokratik ortamda eğitim, öğretim ve bilimsel araştırmadır.
Geleceğin sağlam karakterli, seçkin ve aydın bireylerini özenle eğitir ve yetiştirir üniversiteler.
İçinde bulunduğu toplumun, ulusun , insanlığın sorunlarıyla yakından ilgilenir ve gerektiğinde sorunlara çözüm yolu arar, bulur ve uygular üniversiteler.
Bu kuruluşlar yönetim yönünden mutlaka özerk olmalıdır. Bazı ülkelerde yalnız yönetim değil ekonomik yönden de özerktirler.
Kanunla kurulur ancak yalnız kanunla işlemezler . Gelişmiş, kişilik kazanmış üniversitelerin birtakım denenmiş bazı olumlu ilkelerinin olması da doğaldır.
Çalışma düzeni, kanun ve yönetmelikler yanı sıra olumlu, oturmuş ilkeleriyle yürütülür.
Demokrasi ile yönetilen bir üniversitede en önemli ve en gerekli nitelik erdem, bilime bağlılık ve bilime saygıdır.
Bağlılık ve saygı yoksa birçok şey kanun ve yönetmeliklere uydurulabilir. Ancak o kurum zamanla bozulur ve çöker.
Üniversite sağlam karakterli aydınlık insanların ocağı olmalıdır. Öğretim üyeleri, yardımcıları, personeli ve öğrencileriyle ayrılmaz bir bütündür bu kurumlar.
Üniversite çalışmalarında temel unsur yarışmak değil başarmak, gruplaşmak değil birlikte olmanın mutluluğunu yaşamak olmalıdır.
Üniversite özgür düşünceden yana olmalı ve bunu ödünsüz savunmalıdır.
Tüm bu sayılan nitelikler ülkemizin en önemli anayasası olan '1961 Anayasasıyla' Üniversitelerimize kazandırılmıştı.
12 Eylül askeri cuntası birçok hak ve özgürlükleri yok ettiği gibi '12 Eylül YÖK Yasasıyla' üniversite özerkliğini de yok etti, ortadan kaldırdı.
Cuntacıların özellikle hazırlattığı YÖK yasası bu ülkeye, topluma ve de üniversitelerimize indirilen en büyük darbedir. Bu yasa üniversiteleri orta eğitim kurumları haline getiren çok ağır antidemokratik bir yasadır.
Darbe cuntasına tutunan, dış güçlerin desteğiyle yaşama geçirilen bu olumsuz üniversite yasası farklı uygulamalar eklenerek bugüne kadar getirilmiştir.
Cuntacılar ve destekçileri '1961 Anayasasını':
''Bize göre bu bol gelmişti'' diyerek sürekli daraltmaya çalışarak ülkeye, topluma ve ulusumuza en büyük kötülüğü yaptıkları için çok büyük bir günahın da içinde oldular.
1981 YÖK yasasıyla hallaç pamuğu gibi atılan, parçalanan üniversitelerimiz daha sonraki süreçte de yeri, kadrosu, öğrencisi olmayan, kalite içermeyen akıl almaz sayılara ulaştırıldı.
Ayakta kalmaya büyük çaba gösteren çok az sayıdaki değerli üniversitelerimize karşı da şimdilerde her türlü yaptırımlarla yok etmek için savaş açılıyor adeta.
Üniversite bir ulusun, toplumun en yüce kurumlarından biridir. Onun yok edilmesine, yozlaştırılmasına göz yumulduğunda ülke bambaşka bir karanlığın içinde bulabilir kendini.
 
_____________
Kaynak:
E.F.Üstün. 'Bilim, İnsan ve Üniversite, Ege Üniversitesi Rektörlük Yayınları, N:31, S: 1-24.