1991 Mart

Muş/Korkut

Dersimiz bitti, öğrencilerle birlikte çıktık okuldan. Kaldığım lojman öğrencilerimin evlerinin yolu üzerinde. Birlikte yürüyoruz çıkışta, hem de sohbet ediyoruz.  Lojmana varınca iyi akşamlar dedim çocuklara fakat birisi gitmedi, Hazal…

‘Yavrum arkadaşların gidiyor bak, sen de ayrılma onlardan.’ Ses yok, Hazal sessizce bakıyor, tekrarladım yine;

-Öğretmenim

-Efendim yavrum

-Ben seninle geleyim, senin kızın olayım…Ahh Hazal, güzel kızım! Alaydım seni benim olaydın.

1994 Ocak

Samsun/Düzardıç

Üçüncü dersin arası, masada bir şeyler yazıyorum, sınıf defteri olabilir. Kenan 2. Sınıf daha. Yaklaştı yanıma, 

-Öğretmenim bir şey sorabilir miyim?’ 

-Sor Kenan’cığım. (Sordu ama soruyu hatırlamıyorum) cevabım;

-Bilmiyorum Kenan’cığım (Artık ne kadar zor soru sorduysa, bilemedik demek ki.) Kenan’ın gözleri kocaman açıldı.

-Ne oldu Kenan? dedim ben.

-Öğretmenim nasıl bilmezsiniz?

-Bilmiyorum Kenan herkes her şeyi bilemez.

-Ama öğretmenim senin bilmediğini kim bilecek?

-Kim bilecek Kenan? (Kara gözlerini tahtanın üzerine çevirdi ve mavi gözlü Ata’sına sevgiyle baktı.)

- Bilse bilse Atatürk bilir…

Yüreğimden vurdu beni, ifadeye bak, güvene bak, sevgiye, inanca bak.

1998 mevsim bahar bu kez ay hatırlamıyorum

Bolu/Düzce

Daha 1999 depremi olmamış, benim küçük yavrularım çadırlara düşmemiş, sınıftayız. Yazel altı yaşında o zaman, koşarak geliyor yanıma,

-Öğretmenim

-Efendim kızım (kumral, gür beline kadar inen saçlarını işaret ederek,

-Annem saçlarımı hiç güzel bağlamamış, sen bağlar mısın öğretmenim? 

Ölüyorum bu ifadeye, annesi çok güzel bağlardı halbuki saçını, çok becerikli kadındı, üstelik Yazel onun yetiştirdiği üçüncü kızıydı. 

2017 Aralık

Balıkesir

Telefonum mesaj haberi veriyor, bakıyorum, Yazel.

-Öğretmenim, hata yapmamak nasıl olur? Yardım edin lütfen!...

Kalbim hızlanıyor, gözlerim doluyor. Saçını bağlatan altı yaşındakiYazel yirmi dört yaşında dünya güzeli, pırıl pırıl bir genç kız artık. Hayatta yolunu bulmaya, iyi olmaya çabalıyor, çabalarkende, zorlandığı yerde beni, öğretmenini hatırlıyor. Bu tarif edilemez bir duygu.

Bunlar bir çırpıda aklıma gelen güzel anılar, daha niceleri var. 

Ama bir de kırdığım kalpler, ‘öğretmenim gör beni’ diyen gözleri göremediklerim var ki… Hiç hatırlamak istemiyorum. 

Güzel memleketimin yüreği güzel çocukları, kimini gördük, kimini de maalesef hiç göremedik.

Benim de öğretmenlerim oldu, kimilerini hiç unutamadım. Lisedeyim, yatılı okuldayım, üzülmüşüm bir şeye, ağlıyorum teneffüste. Mustafa Hoca gördü uzaktan, ama bir şey demedi. Sıradaki ders onun, sınıfa girdik, dersimizi işledik. Dersin bitmesine yakın sınıfa çikolata ödüllü bir soru sordu ve soruyu benim cevaplamamı sağladı. Sonra teneffüste, ‘Hadi bakalım kantine gidelim de ödülünü alayım’ dedi. Gittik, aldı, ‘Ye hadi’  dedi ve ekledi ‘Bu çikolata bittiğinde üzüldüğün şey her ne ise oda bitsin, bir daha ağladığını görmeyeyim’ dedi. Var olduğumu hissettim.

Yine Savaştepe, yatılı okul, lise son. Okşan Hoca'yla Edebiyat dersindeyiz. Üniversite sınavı hakkında konuşuyoruz. Aklımızda bin bir soru. Kazanır mıyız, nasıl olur, nasıl gider sorup duruyoruz. ‘Kim kazanır bilmem ama Serpil kazanır, çünkü çok güzel kitap okuyor’ dedi. Yine var olduğumu hissettim. 

Teşekkür ederim Mustafa Hocam Teşekkür ederim Okşan Hocam siz bana var olduğumu hissettirdiniz.

Mahmut Hoca 

Ahh Mahmut Hoca, 

Hababamı hababam yapan Mahmut Hoca anasının, babasının, kimsenin hatta kendilerinin bile kendilerine inanmadığı hababamlara inanan Mahmut Hoca ve hastane odasına çiçek yerine diploma götüren hababamlar…

Okullar öğrencilere dar gelir, sığmazlar içine. Kitaplara, makalelere konu olmuş, Müzikle isyana dönüşmüştür Pink Floyd The Wall de çözülmeyen bulmaca.

Ama hayatına Mahmut Hoca’sı dokunanlar hariç. Onlar başka bakmıştır hayata, seçilen yaşamları değil, seçtiklerini yaşamışlardır.

En zor zamanlarında ‘Bana inanan bir Mahmut Hoca vardı’ diye düşünmüşlerdir. Ve kendilerine inanan bu insanları mahcup etmemek için, tüm cesaretlerini toplayıp ‘Ellerimdesin hayat’ diyebilmişlerdir, en zor zamanlarında.

Sinema dünyası ‘Ben eğitimciyim tüccar değilim, çocuklarımı ezdirmem’ diyen Mahmut Hoca’ sını çok kıymetli Münir ÖZKUL’u kaybetmiştir. Ruhu şad olsun, kaybımızda, acımızda büyük..

Hayatınızdaki Mahmut Hocaların eksik olmaması dileğiyle…

Not: Pink Floyd İngiliz müzik grubu, en meşhur albümleri The Wall, filmi de  var üstelik.