Günümüzde hayvan hakları denildiği zaman bu konunun çok abartıldığına atıfta bulunanların sayısı az değildir. Sadece düz bir mantıkla hayvanların hakları olduğunu değerlendirmek yerine farklı bakış açılarından yaklaşmanın daha doğru olacağına inanıyorum.

 

İnsana özgü merhamet duygusu ile hareket edildiği zaman insanın insana ve diğer canlılara karşı gösterebileceği tolerans payının da önemi artıyor. Felsefi ve etik yaklaşım ile merhamet duygusunun zor ve kötü durumdaki kişi ya da guruba veya bir canlıya karşı hissedildiğini biliyoruz. İnsanda olması gereken bu duygusal yönelme sonucu belli eylemlerin ve düşüncelerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Sadece benim olan için mantığının yerini bütün canlılar ile birlikte deyişinin alması gerekmektedir. Dünyada ve evrende yalnız değiliz ve kendimizi tek bir varlıkmış gibi odaklamak yanlışların yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Zaten bunun aksi olan durumlarda hastalıklı bir tablonun olduğunu unutmamalı, etik ve ahlaki sağaltımın uygulanmasına özen göstermeliyiz. Hayatın değeri tartışıladursun, insan başıboş olmadığını ve belli duyguların tesiri altında olduğunu bilmelidir. İyi ahlaklı bir yapıya sahip olmanın ardında merhametin varlığı çok önemlidir. Yemek ve faydalanmak için bir şeyleri doğruymuş gibi kabullenmek, içimizdeki merhamet duygusunu giderek köreltir. Bu durum o kadar tesirlidir ki, bir süre sonra merhamet sadece insana özgüymüş gibi algılanır. Eşitlik anlamında elbette ki diğer canlılardan üstün yönlerimiz vardır. Ama kimi yönlerden onların bizleri aşan özellikleri olduğunu da unutmamak gerekiyor. Menfaat duygusu aidiyet ve paylaşıma kapalı bir ortam yaratacaktır. Canlılar ile olan temasımızda onlara belli menfaat pencerelerinden yaklaşmamak, onların varlığı ile uyumlu olmayı denemek, sadece besin veya sevgi paylaşımı açısından hayvanları bir obje haline getirmemek önemlidir.

 

İnsan olmaya çalışırken, akıl ve vicdanın ötesinde merhamet ile hareket etmek, merhameti bir tür hak etme meselesinden çıkarmak ve sadece bir tür hak gibi görmek hayvan haklarının zihnimizdeki ve ruhumuzdaki başlangıç noktası olacaktır. Merhamet duygusal eylemlerin en adil olanını sağlamaya yöneliktir. Harcanmış ve fabrikasyona çevrilmiş canlıların olduğu bir yaşamda bireylerin acımasız bir varlık gibi davranması, çocuklarına da bu duyguyu aşılamaya kalkışması büyük bir felakettir. Bir canlının yaşamının bir başka canlının eziyet çekmesi ve ölümü ile bağdaştırılması duygusal açıdan sağlıksız bir durumdur. Bundan vazgeçmenin yeni yollarını aramak, bulmak ve uygulamaya almak durumundayız. Hem de hemen! Gecikmeden! İsteyerek ve gönüllü olarak yapmalıyız bunu! Bu bizlerin yaşam ödevidir.