O hep bir bölen oldu yaşamı boyunca. Bir kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur denir ya, bu kişi de yedisinde neyse sekseninde de şimdi o.


Hizipçilik, bir bölen olma, hep öne çıkma özelliği ve ego tatminsizliği 27 Mayıs devriminden önce daha öğrenciyken de bulunduğu eylemlerde ortaya çıkmıştı. Bugüne kadar içinde bulunduğu siyasi yaşamda bu karakteriyle ilgili o denli örnekler sergiledi ki, saymakla bitmez.


Rol çalma huyunun, gerçek karakterinin unutulduğunu  sanıyor ve fırsat kollayıp yeniden sahnede yerini almayı beceriyor ileri yaşına karşın.


Uzun yıllar solun bölünmemesi değil, tam aksine bölünmesi uğruna elinden geleni ardına koymadı. Çok eskilere gitmeyip yenilerden 2015'den bir örnek vermek gerekirse; 7 Haziran 2015  genel seçimlerinde iktidarın tokat yediği daha o seçim gecesinde kendi partisinin haberi olmadan rol çalarak birilerini arayıp randevu istedi ve görüştü. Yine amacı ülke, ulus, birlik ve bütünlük değil kendi çıkarlarıydı. TBMM başkanı olmak istiyordu!


Referandum öncesi yaptığı çalışmalar olumlu ve yerindeydi, takdir toplamadı değil. Bir insan biraz durur orada değil mi? İnsanlar sana, son yaptıklarını göz önüne alıp saygı duysunlar.


Hayır duramaz! Bir kaç gündür yine TV ekranlarına çıkıp partisine zarar verecek her  türlü yaklaşımdan, konuşmadan çekinmiyor. Bu konuşmaları devlete, Cumhuriyete sahip çıkmak için mi yapıyor? Asla! Doyumsuz egosunu doyurmak, gündemde kalmak, artık onun olmadığını ve olmayacağını çok iyi bildiği partiye zarar vermek için yapıyor.


Huylu huyundan vazgeçmiyor ve bir yazarın dediği gibi karikatür olmaya devem ediyor.