Ülkemizde son beş yıldır sahte sigortalılık ve sahte işyerleri konusunda oldukça fazla sayıda işlem var.Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerinin hazırladığı raporlar veya şikayetler ile ortaya çıkan sahte sigortalılar konusuna Sosyal Güvenlik Kurumu nasıl bakıyor bu yazımızda kanun maddelerinden de bahsederek  konuya açıklık getirmeye çalışacağız.

Öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerine göre sahte sigortalılık iki başlıkta değerlendirilebilir.Buna göre ;

a)Fiili çalışması olmayan

b)Fiili çalışması olmasına rağmen kendi şirketinde sigortalı olanlardır.

4857 sayılı İş Kanununun 2.maddesinde ; “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi,işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren,işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisidenir.İşveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler )ile dinlenme,çocuk emzirme ,yemek,uyku,yıkanma, muayene ve bakım ,beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.İşyeri,işyerine bağlı yerler ,eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.’’

Ayrıca 818 sayılı Borçlar Kanununun 313.maddesinde ;”Hizmet akdi bir mukavaledir ki onunla işçi ,muayyen veya gayri muayyen bir zaman da hizmet görmeği ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder .Ücret ,zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi işçi muayyen veya gayri muayyen bir zaman için alınmış veya çalışmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur;buna parça üzerine hizmet veya götürü hizmet denir.’’demektedir.Borçlar Kanunun 520,525 ve 528.maddelerinde tüzel kişiliği haiz olmayan adi şirketlerde ortaklardan her biri işveren durumunda bulunduğundan ,şirket mukavelesine veya kararına dayanılarak bir veya birkaç ortağa şirketin idaresi verilmiş ve mukabilinde ücret ödenmiş olsa dahi hizmet akdi ile çalıştıkları kabul edilemeyeceğinden ve esasen şirketi idare eden ortaklar ile diğerleri arasındaki münasebetin vekalet hükümlerine tabi olacağı kanunda belirtildiğinden bu kimselerin sigortalı sayılmamaları gerekmektedir.

9.02.1993 tarihli 16-60 sayılı genelgenin 1.maddesinin 2.fıkrasında ; “kollektif şirket ve adi şirket ortaklarının ,aynı şirkette bir hizmet akdine dayanarak çalışmaları yasal olarak olanaklı görülmediğinden ,bu durumda olanların hizmetleri Bağ-Kur‘ a aktarılacaktır.’’ denmektedir.

Sonuç olarak fiili çalışması olmadığı halde dışarıdan çalışıyor gibi prim ödeyenlerin emekli olması halinde dahi emekli aylıkları iptal olabilecektir.

Yine 818 sayılı Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdinde ve 4857 sayılı İş Kanunun da tanımlanan iş sözleşmesinde hizmet akdi işçinin muayyen ve gayrı muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibinin bu hizmetin karşılığında ona bir ücret vermeyi taahhüt ettiği bir sözleşme olarak tanımlanmış olduğundan ,hizmet akdi içinde hukuki bağlılık(işverenin emir ve talimatına göre hareket etmek) , süre (işin ve akdin süresi), hizmet(işçinin işverene bedeni veya fikri emek vaadi ) ve ücret (hizmetin karşılığında ödenecek bedel) unsurları bulunmakta olup ,bu durumda kendi kurduğu işyerinde kendini  sigortalı gösteren kişilerin 506 sayılı kanun kapsamında sigortalı sayılmalarına imkan bulunmamaktadır.

Ayrıca 193 sayılı Gelir vergisi kanununa göre de teşebbüs sahibinin kendine ödediği ücretler gider olarak kabul edilmemektedir.Yine sigortalı sayılmayan bu kişilerin aslında 4.maddenin 4b fıkrası kapsamında sigortalı olup 9000 gün sigorta primi yatırmak yerine 7200 gün veya 5000 gün civarında prim yatırarak yaşlılık aylığı bağlatmaları da diğer hak sahiplerine karşı da  haksızlıklara sebep olmaktadır.

Toplam ülke nüfusumuzun yaklaşık %7 si İzmir ‘de ikamet etmektedir.Yine ülkemizin nüfusunun yaklaşık %20 si aktif sigortalıdır.Aktif sigortalının ülkemizde yaklaşık 17.000.000 civarında olduğu ve bunun %7 sinin İzmir ilinde olduğu bilinmektedir.

Ülkemizde yaklaşık 1.425.000 işyeri faaliyette olup bunun 95.000 faal işyeri İzmir ‘de bulunmaktadır.Ülkemiz de yaklaşık 10 milyon kişi emeklilik aylığı almaktadır.İzmir ilinde 739.000 kişiye emekli  aylığı ödenmektedir. Bu bilgileri verdikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan bir inceleme de en fazla sahte işyeri ve sahte sigortalı sayısının da İzmir ‘de olduğunu belirtmek isterim.

 

Sahte sigortalı ve sahte işyeri tanımına girmeden önce denetmenler tarafından tespit edildiğinde sigortalılar emekli olup maaşları bağlansa da iptal edilir ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen emekli maaşları da geri talep edilir.Bu şekilde emeklilikleri iptal olanların bundan sonra izleyecekleri yol da mutlaka sosyal güvenlik uzmanlarından danışmanlık almalarını öneririm.