Kent yaşamının getirdiği zorluklar. Zorlukların sorunlara dönüşmesi ve bu sorunların ortaya çıkardığı stres, kaygı ve travmalar... Her gün daha da artan aile içi şiddet ve toplumsal şiddet. Gazetelerde kaza, yangın, gasp, cinsel şiddet, bıçaklama, yaralama, cinayet haberleri büyük yer tutuyor. Bilinen adıyla 3.sayfa haberleri. Toplum olarak sinirliyiz, gerginiz. Özellikle trafikte çevrenize bir bakar mısınız? Kimse kimseye saygılı olmuyor, olamıyor! Eğitimine, statüsüne bakmaksızın trafikte hoşgörü limitimiz sıfıra hatta sıfırın altına iniyor. Herkes, bir zamanlar çok popüler olan "Oynatmaya az kaldı; doktorum nerede?" şarkısıyla birbirine gönderme yapıyor. Trafikte tartışan, kavga eden kişiler normal hayatta karşılaştığında dost olabiliyorken. Toplum olarak asabiyiz ve her zaman bir mazeretimiz var. Ama olan ülkede kadınlara, çocuklara ve arada kalan güçsüzlere oluyor. Kimse de geri dönüp bakmıyor. Televizyonların gündüz kuşağı programlarına Youtube'dan bir göz atın; ne demek istediğimi anlayacaksınız...

Yukarıdaki satırları bundan 3 yıl önce 2020 yılında bir yazımda kaleme almışım. Yazıya son cümle olarak "Toplumsal Ruh Sağlığı Yasası" hemen çıkartılmalı ve yaşama geçirilmeli önerisinde bulunmuştum. Aradan geçen 3 senede ülke olarak psikolojimiz daha da bozuldu. Ülkenin içinde bulunduğu belirsizlik, gelecek kaygısı, deprem ve sel felaketleri, salgın hastalıklar ve son yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ruh halimizi daha da kötüleştirdi. 

SON 3 YILDA 61 MİLYON KİŞİ SİNİR İLACI KULLANDI
Son yıllarda daha da yoğunlaşan psikolojik sıkıntılar, vatandaşların ilaç kullanımına da yansıdı. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de son 3 yıl içinde 61 milyon kişi sinir ilacı kullandı. İşin daha da kötüsü 12.3 milyon kişi antidepresan ilaç kullandı. Bu rakamlar aslında hiçbir söze gerek bırakmadan tabloyu ortaya çıkarıyor. Hastanelerin psikiyatri bölümleri dolup taşıyor. Uzmanlara göre toplumsal ruh sağlığımızı bozan en büyük neden yaşanan belirsizlik ve gelecek kaygısı. Artan işsizlik ile gelen ekonomik sıkıntılar, aile ve iş hayatında yaşanan olumsuzluklar ile yaşanan doğa olayları toplumda kaygıyı tetikledi. Beraberinde dayanışma ağları zayıfladı ve güven sıkıntısı ortaya çıktı. 

Son cümle: "Sağlık çok önemli. Ama akıl ve ruh sağlığı çok daha  önemli. Herkes birbirine en önemlisi devlet de vatandaşına bu konuda yardımcı olmalı..."