(Eral Aytemiz/EGE MECLİSİ)-Ege Üniversitesi emekli öğretim görevlisi Ahmet Canatan ile pandeminin eğitim sistemine etkilerini konuştuk. İşte Ahmet Canatan ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten öne çıkan kısımlar…

Eğitim sistemi, pandemiden nasıl etkilendi? 

(Ahmet Canatan)- Eğitim, geri dönüşümü çok zor olan, daha sonra yerine koyamayacağınız bir takım eksikliklerin olduğu bir kurum. Tüm kademelerinde eğitim, pandemiden son derece olumsuz etkiledi. Özellikle mesleki eğitim konusunda, uygulamalı eğitim konusunda çok daha belirgin negatif olumsuzluklar yaşandı. Ancak dünyanın her yerinde bu durum aynı. İlerleyen süreçte zannediyorum ki biraz daha fazla gayretle normal, düzenli çalışmalarla, eksik kalan bu süreç tamamlanacaktır. Ümidimiz bir an önce pandeminin nihayetlenmesi. 

Online eğitim ile istenilen verim alınabilir mi? 

(Ahmet Canatan)- Online eğitimde motivasyon son derece güç, uygulamalı eğitim son derece güç. Olabildiği kadar gençleri motive ederek eğitimleri online yapmaya çalışıyoruz ve bir müddet daha böyle gidecek gibi gözüküyor. 

Bir eğitimci olarak bu konuda öneriniz nedir? 

(Ahmet Canatan)- Bu konuda önerimiz; eğitim alanlarında, özellikle uygulama alanlarda önlem alınarak hareketin başlaması. Hatta bu durum belki bir fırsata bile dönüştürülebilir. Öğrencilerin, özellikle tekniker, mühendis, mesleki eğitim alanında, teknik eğitim alanlarında eğitim gören öğrencilerin, çalışan işletmelere dağıtılarak stajlara başlaması. Okullardaki gibi küçük, dar alanlarda değil de, biraz daha dağınık, geniş bir alanda süren faaliyetlerde, fabrikalarda, daha çok insanın bir araya toplanmadığı işletmelerde, üçer beşer öğrenci staj yapabilir, uygulamalı eğitimini burada almış olur. 

Burada organizasyon nasıl olur? Bu meslek liselerinde ve üniversitelerde yapılabilir. İşgücü piyasasının ihtiyacını belirleyen kuruluşlar, sivil toplum örgütleriyle, sanayi odalarıyla, onların sanayi bölgelerinde koordine edilerek, her işletmeye, işletme büyüklüğüne göre üçer, beşer, onar, çocuk yönlendirebilir. Çocuklarımız, kurallara kaidelere uyarlar. Gençlerimiz iş başa düştüğü zaman her işin üstesinden gelirler. Ben onlara çok güveniyorum. Onları motive edip, ‘önlemleri alarak çalışacaksınız’ dediğinizde, orada çalışan işçiler gibi onlar da gereken şekilde çalışırlar. Şu anda gençlerimiz için hiçbir şey yapılmıyor ve onlar da gençlik enerjileri ile ne yapacaklarını bilemiyorlar. 

Pandemiden bütün sektörler etkilendi ama Avrupa'da üretimde ciddi bir yavaşlama oldu ve bir çok üretim Türkiye'ye kaydı. Sektör çok hızlı ilerliyor ve birçok işletme de yatırım yapmak, makine almak amacıyla girişimlerde bulunuyor. Ama aynı zamanda hepsi de eleman bulamamaktan şikayetçi. Çok ciddi bir genç enerji, potansiyel iş gücümüz var. Maalesef bu gençler iyi yönlendirilemediği için heba oluyorlar. Şu anda mesela uzunca bir süredir pandemiden dolayı birçok genç evinde, daha doğrusu bekleme halinde. Biz, bu gençlerimizi imalat sektörüne yönlendirerek hem onların eğitimine katkı, hem de iş gücüne katkı sağlayabiliriz. Bu hiç düşünülmedi mi? Koordine edilmedi mi? Bu bağlamda bir organizasyon yapılabilse, bizim de içinde olabileceğimiz. İZSİAD olarak ya da sanayi odaları olarak, sivil toplum örgütleriyle birlikte çok faydalı bir iş yapmış oluruz. 

Ülkemizdeki ara eleman sorunu nasıl çözülebilir? 

(Ahmet Canatan)- Türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi budur. Biz, ona ara eleman demiyoruz, nitelikli teknikerler, teknisyenler, nitelikli elemanlar diyoruz. Mavi yaka demiyoruz, altın yaka diyoruz. Ülkenin ihtiyacı olan gerçek iş gücü onlar. Çok derin bir konu ve geçici çözümler üzerine birçok kurum kendince olabilecek kadar çözüm bulmaya çalışıyor ancak buna kökten bir çözüm bulmak lazım. Bu işin en başında yönlendirme var. İnsanları mesleki eğitime yönlendirmemiz lazım. Nitelikli eleman, nitelikli eğitimle ve endüstrinin rehberliğinde, iş gücü piyasasının rehberliğinde, üniversiteler ile gerçekten hayata geçirilecek uygulamalar yapmak lazım. Türkiye’de üniversitelerin yanı sıra çok fazla meslek yüksek okulu da var. Ancak maalesef bu kurumlar çok verimli çalışmıyorlar, sanayicimiz de oraya gitmiyor. Oradaki arkadaşlarımız sanayici ile işbirliği içerisine girmeli. Programlarını, müfredatlarını bölgenin işgücü ihtiyacına göre organize etmeli. 

Küçük bir örnek anlatayım, çok büyük işler değil bunlar aslında. Biz, bir Avrupa Birliği projesi ile İŞKUR’la birlikte 10 yıl önce aktif istihdam tedbirleri bünyesinde bir proje hayata geçirdik. 250 kişi arasından seçmiş olduğumuz 50 genç işsiz arkadaşımıza 3 aylık bir süre içerisinde CNC operatörlüğü eğitimi verdik, ardından 9 hafta işletmelerde staj yaptılar. Ardından staj gördükleri işletmelerde doğrudan iş başı yaptılar. Eğitimde öğrenci hem teorik bilgiyi almış hem de fiili olarak uygulamayı öğrenmiş oldu. Sanayicimiz de staj sonrası hazır elemanına kavuşmuş oldu. Bunlar küçük şeyler, genel çözümler değil. Ama bu tür projeler her an yapılabilir. Benim temelde önerim; yönlendirmenin doğru yapılması, arkadaşların, gençlerin mesleki eğitime yönelmesini sağlamak. Özellikle sanayicimizin oluşturduğu sivil toplum örgütlerinin, üniversiteler ile birlikte tekniker yetiştiren meslek yüksek okulları ile birlikte bu konuyu ele alması lazım. Ortak olmaları lazım. Hangi branşta ne ihtiyaçları var ise birlikte çalışmaları lazım. Ben İngiltere'de benzer bir okulda yaklaşık 1 yıl bulundum. Teknik ikame işlerde uygulama yöntemi buydu. Almanya mesela… Çok iyi yönlendirme yapıyorlar. O yönlendirme ile gençler büyük oranda mesleki yönlerini tercih etmiş, çizmiş oluyorlar. 

Ama bahsettiğim şey; çocuk bir kez mesleki eğitime yönlendirildi, meslek lisesine gitti. Ona, ‘tamam sen artık buradan gideceksin, başka bir imkanın yok’ demek değil, eleklerin daha geçilebilir olması. İnsanlar yanlış seçim yapmışsa da veya başka bir kabiliyeti gelişmiş ise de başka yöne gidebilsin, önü kapanmasın. Gençlerimiz iş beğenmiyor diyorlar, buna katılmıyorum. Ben, gençlerimizin yönlendirilemediğini inanıyorum. 

AHMET CANATAN KİMDİR? 

(Ahmet Canatan)- Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Makine Bölümü öğretim görevlisi olarak  emekli oldum. Milli Eğitim Bakalığı Projeler Dairesi'nde Şube Müdürlüğü yaptım. Mesleki ve Teknik Eğitim ile ilgili Endüstriyel Okullar ve Yaygın Mesleki Eğitim projelerinde Dünya Bankası (IBRD)  uzmanları ile birlikte Eş uzman olarak çalıştım. Şu an halen imalat sektörüne, bilgisayar destekli üretim ve tasarım konularında destek veriyorum. Bazı  işletmelerin arge projelerinde yer alıyorum. Sivil toplum örgütlerinin içerisinde de özellikle eğitim amaçlı çalışmalarda bulunuyorum.