Dünyada ekonominin temel taşı aile şirketleridir. Her coğrafyada, ekonominin lokomotifi olmuş aileler dikkat çeker. Türkiye’de Koç ve Sabancı aileleri bu anlamda akla ilk gelenlerdir. İzmir’de ise Yaşar Ailesi gibi, kentin ekonomik belleğinde iz bırakan aile şirketleri vardır.
Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre, bir aile şirketinin ortalama ömrü 24 yıl. Dahası, her 10 aile şirketinden sadece 3’ü ikinci kuşağa devredilebiliyor. Yani her 7 aile şirketi, çeşitli nedenlerle dağılıyor ve tarihin tozlu raflarında yerini alıyor.
Türkiye’deki tablo da farklı değil. Ülkemizde kurulu şirketlerin yüzde 96’sı, KOBİ’lerin ise yüzde 99’u aile şirketi niteliği taşıyor. Bu şirketler, hızlı karar alma becerileri ve yoğun emek süreçleriyle ekonomiye ciddi katkılar sağlıyor. Tartışmasız bir gerçek olarak aile şirketleri, ekonominin bel kemiğidir.
Bugün bu yazıyı kaleme almama vesile olan sevgili kızım Özlem. Bilenler bilir, Asrın Şirketler Grubu bir aile şirketidir. 1993 yılında haritacılık alanında attığım temeller, bugün farklı sektörlere yayılmış bir yapıya dönüştü. Şirketlerimizi artık ikinci kuşak olarak kızım Özlem ve oğlum Atacan'la birlikte yönetiyoruz.
Özlem sadece başarılı bir iş kadını değil, aynı zamanda güçlü bir sivil toplum neferidir. Yıllardır EGİAD’ın çeşitli kademelerinde görev aldı. Son olarak EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak, gazeteci Ebru Dön ile yaptığı podcast sohbetini dinlerken, kendimi bir zaman tünelinin içinde buldum.
Sorular Ebru Hanım’dan, yanıtlar Özlem’den geldi ama ben, geçmişi bir baba kalbiyle dinledim. Zorlukların, yoklukların içinden geçerek kurduğumuz hayallerin nasıl vücut bulduğunu, yıllar boyu emeğin, uykusuz gecelerin, fedakarlıkların nasıl bir başarıya dönüştüğünü düşündüm.
Özlem konuşurken bazen bir baba, bazen bir iş arkadaşı, çoğu zaman da bir gönül dostu oldum. Gülümsedim, yer yer duygulandım. Ama her şeyden önce içimi kaplayan duygu şuydu: "Gurur."
Hayatım boyunca çocuklarıma “benim kızım”, “benim oğlum” diyebildim. Şimdi Özlem’i dinlerken yine aynı cümle döküldü dudaklarımdan. Üstelik bu defa, içinde yeni bir hayat taşıdığı o anlamlı dönemde, yani ben bir dede adayıyken…
İnşaat mühendisi kızım Özlem’den de, avukat oğlum Atacan’dan da hep razı oldum. Aynı şekilde çocuklarımın eşlerinden de… Her şeyden önce iyi insanlar yetiştirebilmiş olmak, bir anne-babanın övünç payıdır.
Yaradan herkesin evladını bahtiyar kılsın. Çünkü evlat candır.
Son cümle: Evlat sermayeyse, torun kardır. Ekonomide, sevgide, aşkta, hayatta… Her konuda hep karda olmanız dileğiyle.