''Ankara Ankara güzel Ankara
Seni görmek ister her bahtı kara
Senden medet umar her düşen dara
Yetersin onlara güzel Ankara''
Okullarda bize öğretilen marşın ilk dörtlüğü böyle...
Güzel Ankara '102' yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ve sonsuza dek de başkenti olarak kalacak...
İsmet İnönü, Ankara'nın başkent olmasını öngören tek maddelik kanun teklifini 9 Ekim 1923'te Meclise vermiş ve teklif '102' yıl önce bugün Meclis Genel Kurulunda görüşülerek kabul edilmişti.
Benim Ankara'da yaşadığım süreç öğrenci olduğum 1955-1961 yıllarını kapsayan altı yıl.
Bu altı yıl bile anılardan silinmeyen, derin izler bırakan güzel yıllardı.
Ankara'da o yıllarda ailesi orada olmayan, okumak için kendi memleketinden gelen öğrenciler ve görevi nedeniyle bulunan insanlar çoğunluktaydı.
Anadolu'nun köy ve kentleri henüz akmamıştı Ankara'ya.
İlk kez gördüğüm troleybüslerin asfalt döşeli caddelerde adeta kayıp gitmesi, içindeki yolcuların nezaketi ve asaleti beni şaşkına çevirmişti.
Kendimi bambaşka bir ortamda bulmuştum.
Bu ortama kısa sürede alışmış ve artık oradan başkent Ankara'dan kopamaz hale gelmiştim.
Ankara hangi yönden, nereden gelinirse gelinsin size gülümser ve şöyle haykırırdı.
''Ben Ankara'yım!..''
''Ben Başkentim!..''
''Ben Kurtuluş Savaşının Kendisiyim!..''
Kızılay'a indiğinizde bambaşka bir yerde bambaşka insanlarla birlikte bulurdunuz kendinizi.
Kafelerde kibar insanların, değerli politikacıların ve tanıdığınız devlet tiyatrosu sanatçılarının tatlı bir sohbet içinde olduklarına tanıklık ederdiniz.
Güven Park'ın karşısındaki yayalara ait geniş yoldan bakanlıklara doğru yürürken insanların birbirini kibarca selamlama yarışında olduğunu fark ederdiniz.
Ulus Meydanına indiğinizde Atatürk'ün o muhteşem heykeli sizi karşılar,
''Şimdi de buraları tanıyın!..''
''İlk Meclis Binasını Gezin...''
''Anafartalar Caddesinde Yürüyün...'' derdi.
Ankara o yıllarda yollarında yürüyen, taşlarına basan kim olursa olsun her yönüyle onu kucaklamaya hazır beklerdi.
Öğrencilik dönemi bitip kaderin beni bir şekilde İzmir'e gönderdiğinde, günlüğüme şunları yazmıştım.
''Altı yıl nice mutlu, mutsuz günler yaşadığım, silinmeyecek anılarını yüreğimin derinliklerinde sakladığım, yazgımın, kaderimin yazıldığı Ankara! Ayrılık zamanı geldi. Seni çok özleyeceğim ve unutmayacağım...''