Günlük beslenmemizin en önemli besin kaynağı ekmek. Türk beslenme tipinde sofranın olmazsa olmazıdır ekmek bizim için. Her eve günlük olarak giren belki de tek besin kaynağımız. Bu anlamda ekmeğin önemi büyük. Sadece temel besin kaynağı olmanın dışında ekmek ve hamur kelimeleri toplum yaşantısında önemli kavramlara  ve anlamlara sahiptir. Kazanç, ahlak, karakter değerlendirmesi çoğu zaman ekmek, hamur ve maya üzerinden yapılır. “Hamurunda var”, “mayası sağlam”, “ekmeğini taştan çıkarır” gibi gündelik hayatımızda sık kullandığımız deyimler vardır. Toplumun katmanlar arası yaşanan gelir dengesizlikleri tarih boyunca gerçeklik olarak günümüze taşınmıştır. Yardımlaşma, ihtiyacı olanı gözetme bizim kültürümüzün bir parçası haline gelmiştir. Bunu son zamanlarda en çok ekmek örneğinde yaşıyoruz. İzmir’in birçok fırınında Askıda Ekmek uygulaması var. Nüfusun yoğun olduğu bölgelerde uygulama uzun kuyruklara dönüşüyor. Buca Şirinyer’de, Velioğlu Ekmek Fırını’nda olduğu gibi…

İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN!
Askıda Ekmek uygulaması, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kalan anlamlı ve güzel bir miras. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı ile yola çıkılmış, kimse aç yatağa girmesin istek ve düşüncesiyle kurumsallaştırılmış bir yardım şekli. Küçük yaşlarda izlediğim bir Yılmaz Güney filminde bir repliği bu tür durumlarda hep hatırlarım. Yılmaz Güney şöyle diyordu filmde: “Babam dünyanın en güçlü adamıydı. Bir ekmeği hepimize bölebiliyordu”. Bugünlerde ekmeği bölebilmek paylaşabilmek çok önemli. Çünkü ekmeğe ulaşmada sorun yaşayan daha fazla kişi var. Sizden isteğim Askıda Ekmek uygulaması yapan fırınlardan alışveriş yapmanız ve bir ekmek de ihtiyaç sahibi kişilere bırakmanız. Şirinyer Velioğlu Fırını önündeki uzun kuyruğun nedenini öğrendiğimde bunun daha da ihtiyaç olduğunu bir daha anladım. Gün içinde kuyrukta bekleyenler ancak biri tarafından ekmek bağışı yapılırsa ekmek alabiliyor. Yoksa o kuyrukta bekliyor. Özellikle yolunuz Buca’dan geçiyorsa Velioğlu’nun Askıda Ekmek uygulamasına destek olun. 

Son cümle: “Şems’i Tebrz-i, ‘sözün kıymetini lal olandan, ekmeğin kıymetini aç olan öğren’ der. Kimse ekmeksiz kalmasın. Biz paylaşmasını bilen bir milletiz…”