Ne diyorsunuz bu gidişe siz? Sizce nereye varacak bu iş?

Bana sorarsanız. Bilmem, iyi gitmiyorlar sanırım. İyi gitseler pandemide niye yapsınlar lebalep kongrelerini! Belki Kasım ayında yapacakları baskın erken seçimde emekçiler ve dar gelirliler lehine yönetsel bir şeyler olur, onların yararına bir iktidar kurulur!

Ama bu konuda asıl sizi dinlemek isteriz. Yani emekçileri, emeklileri, üreticileri eve tıkılıp kendilerinden bir maske bile esirgenen 65 likleri, gençleri, kısacası halkı… Halk olarak sizin yargılarınız önemli.

Kimsenin yargısı önemli değil bu ülkede, dediğinizi duyar gibiyim.

Bizim yargılarımızsa ülkeyi hep aştı.

Şimdi bekleyelim, bir kez de ülke yargılarımızı aşsın, diyorum.

Okuyup dinlediğimize göre siyasal iktidar: “Hesap vermeye hazırız.” diyor ve rahat konuşuyor. Onlara göre, bu hesabı almaya kalkışacak bir halk yok bu ülkede…

Tıpkı 128 Milyar liralık hesapta olduğu gibi!

Sonra ne olur bilmem. Ülkemin insanı bu yargıyı haydi haydi aşacak.  Büyük şehir belediye seçimlerinde olduğu gibi. Çünkü emekçide,üreticide ve emeklide o birikim var. İyimserlik değil benimki. Matematik bir doğrunun açıklanmasındaki kesinlik var kamuoyu yoklamalarında…

Tam anlamıyla, batmış bir bezirgan durumundalar. İçlerinden, yüreklerinin en derinliklerinden biliyorlar bunu da bilmezden gelince kurtulacaklarını sanıyorlar. Şimdi birinin çıkıp onlara bu durumu açıkça bildirmesi kalıyor. Kim çıkacak? İşte soru bu!

Bir iktisatçı olarak; Pandemi sonrası tahmini yeni bütçe için istatistikleri karıştırıyorum bugünlerde. Sayılara bakıyorum. Tıpkı hayranı oldukları Osmanlı’nın son günleri… Sığınmışlar yedi düvele. Dünya Bankasının ağzının içine ,eline bakıyorlar.Süründürmeye bayılıyor onlar da… Ne ondurur, ne de güldürürler. Yüz yıla yakın var ki, ülkede dönemselleşti bu. Tam böyle anlarda da birilerinin ayranı kabarır, duman ederler ortalığı. Vatan, millet, yerli ve milli derken bir bakarsınız eski hırsızlar top yekün yine yerlerini almışlar. Bir tür oyun bu. Tefeci-bezirgân, finans-kapital ortaklıklarının indi bindi oyunu. Tıpkı Ponzi oyunu!

Aslında iyimserlik de kötümserlik de gerçeklerin içinde var. Sadece bizim seçmemize çabamıza bağlı her şey… Unutmayın bunları da biz seçmiştik! 

Şimdi şu duruma bir bakın, dışarıdan yalvar yakar para olarak aradıklarının kaç katını, dünyanın her yerine maske, aşı, tıbbi malzeme ve benzerlerini güya  insani yardım adı altında Amerika ve Avrupa’nın çıkarlarına harcıyorlar. Ne hesaba, ne de akla sığar. Öyle bir içli dışlı finans-kapital oyunudur ki ülkeyi hem yardım diye dışarıya el açtırır, hem o yardımı esirgiyor görünerek süründürür, hem de yardımın en büyüğünü senden  koparır, alır. Böylesine rezil ve çelişkili bir durumdur.

2020 yılının 1 Mayısı’nda Pandemi nedeniyle işçiye ve halka zararı olmasın diye küçük bir sembolik gurupla Taksim anıtına çelenk koymaya kalkan Disk heyetini başta genel başkanları olmak üzere tutuklatır.

2021 yılının 1 Mayıs’ında ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz? Görüp yaşayacağız.

1 Mayısları asla unutmayacağız ve unutturmayacağız…

Işık ve sevgiyle kalın!