Bugüne kadar okuduğum tüm tarih ve strateji kitaplarında hep aynı temel kurala rastladım. İnsanlar her dönem barışı arzulasa da onları bir arada tutan asıl etken güçlü bir düşmanın varlığıdır.

Eğer çok güçlüysen ve kimse sana ilişip düşman olmak istemiyorsa o zaman sen de kendi düşmanını yaratmak zorundasın. Tarihin en eski taktiklerinden biri olan bu strateji, günümüzde; ülke yönetenlerin, şirketlerin, işveren ve işçi sendika ağalarının, özellikle de  diktatörlerin aktif bir biçimde kullandığı yaygın bir yöntemdir.

Üstelik senin yarattığın düşman en ideal düşmandır çünkü hem sınırlarını hem de ne yapıp yapamayacağını çok iyi bilirsin.

Şimdi anlıyor musunuz, bizi birbirimize niye düşman ediyorlar!!! 

Bu durumun panzehiri ise; birbirimizi, dil, din, Irk ve mezhep farkı gözetmeden; hatalarımız, sevaplarımız ve günahlarımız ile birlikte kabullenip sevmekten geçer…

Işık ve sevgiyle kalın!