İzmir’imizin 8500 yıllık tarihi boyunca Hellenistik dönemden günümüze kadar iskan görmüş, sur içinde kalan bir yerleşim alanı olan Damlacık,  Kadifekale (Pagos Dağı) çevresinde varlıklı Smyrnalıların yaşadığı önemli bir sayfiye yeri olmuştur. Konak Tüneli kazısında bulunan pişmiş toprak buluntular, duvar resimli (fresko) ve mozaik kaplamalı Roma konutları kalıntıları bu bölgedeki geçmiş yaşantının ne kadar zengin olduğunu ispatlamaktadır. Osmanlı döneminde de önemini koruyan Damlacık, başta Kılcı Mescidi (Damlacık Camii) olmak üzere çok sayıda korunması gereken taşınmaz kültür varlığını bünyesinde barındırmaktadır.
 
Günümüzde çarpık kentleşmeden ve büyük göçlerden nasibini almış olan bölgede, tarihi Roma dönemi yollarında yürüyebilir, o muhteşem körfez manzarasını hafif esintili havası eşliğinde seyredebilirsiniz. Kapı eşiklerinde oturan anneleri ve parklarında oynayan çocukları ile eski mahalle yaşantısı kültürünün halen yaşadığı bir bölge Damlacık. Türk futbolunun efsane golcüsü Metin Oktay’ın yetiştiği Damlacık Spor Kulübü önünden geçmek, camlarda afişlerini görmek insana ayrı bir heyecan ve mutluluk veriyor. Yaşayanların çoğu uzun zamandır burada yaşıyor. Bu sebeple çoğu yetişkin, bölgenin son dönemlerindeki tüm gelişimine şahitlik etmiş. Kendileri ile yapacağınız sohbetlerde önemli bilgilere ulaşıyorsunuz.
 
Ağırlıklı olarak Osmanlı dönemi eserlerin ayakta durduğu Damlacık bölgesinde, tünel sonrası gözle görülür bir terk etme ile karşılaşıyorsunuz. Tarih boyunca yerleşim bölgesi olarak ayakta kalan bölgede insan unsurunun azalması ile birlikte yapılardaki bozulmalarda ciddi anlamda artmış. Üzücü yangın ve yıkıntı olayları yaşanmış.
 
İşte tam bu süreçlerin yaşandığı dönemde,  İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı öncülüğünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediyesi, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve TARKEM katkılarıyla önemli bir proje hayata geçiriliyor. Damlacık’ta bulunan 11 adet tarihi parsel ve çevresinde restorasyon çalışmaları başlatılıyor. İlk etapta Konak Tüneli üstünü kapsayacak bu pilot uygulama ile bölgede turizm odaklı dönüşüm başlamış oluyor. Yapıların 10’u konaklama amaçlı 1 tanesi de özellikle fotoğraf meraklılarına hizmet edecek seyir teraslı dinlenme alanı olarak tarihi dokusu korunarak dönüştürülüyor. Yapılacak çevre düzenlemesi ile turist kafilelerinin bölgeye daha rahat ulaşımı sağlanacak, tarihi dokuya uygun çocuk oyun alanları, kent mobilyaları ve yürüme yolları yapılacak.
 
Projelerin 2021 yılı başlarında hayata geçirilmesi bekleniyor. Daha sonrasında bu örnek uygulamanın bölgenin diğer kısımlarına da yayılacağı kanaatindeyim. Araç ve insan trafiğinin daha az olduğu bölgelerde yapılacak restorasyon uygulamalarına öncelik verilmesi durumunda kent dokusunda tarihi kimliği koruma yönünde hızlı dönüşümler olacaktır. 
 
Kentimizin birçok sokağında üzülerek seyrettiğimiz özellikle özel mülkiyetli tarihi yapıların virane durumu çok acı verici. Bu durumu çözmenin tek yolu var; yerel yönetimlerin yaptırım haklarını yasalarla artırmak, toplumdaki tarihi dokuları koruma bilincini geliştirmek gerekiyor. Bu konularda öncü olanlara teşvik edici kolaylıklar ve destekler sağlanmalıdır. İzmir Büyükşehir Belediyemizin her yıl düzenlediği “Tarihe Saygı Koruma Ödülleri “ yarışma ve değerlendirmesi çok önemli bir organizasyon. Son dönemlerde Kemeraltı odaklı olarak TARKEM de çok önemli etkinliklere imza atıyor. Kemeraltı’nın UNESCO geçici listesine dahil edilmesi büyük bir başarıdır. Tarih boyunca insanlık medeniyetinin göz bebeği olmuş İzmir’imizin tarihi kültür varlıklarına yönelik yapılacak koruma amaçlı restorasyon çalışmalarının uluslararası platformlarda tanıtılması çok önemlidir.
 
Tarihi kimliği ve yaşanmışlığı evrensel koruma ilkeleri ile ön plana çıkarılmış bir İzmir’de yaşamak daha muhteşem olacaktır. Damlacık bölgesi tarihi dönüşümünde emeği geçen herkese şimdiden teşekkür ederiz.
Mahir Kaplan/Restorasyon Uzmanı-İnşaat Mühendisi