Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye'nin lojistik merkez olabilmesi için planlı limanlara ihtiyaç bulunduğunu belirterek, “Türkiye’nin liman altyapısı bizim lojistik üs olabilmemiz için uygun değil” dedi. 

MÜSİAD Genel Merkezi Lojistik Sektör Kurulu organizasyonunda “Lojistik Merkez Türkiye” ana başlıklı Türkiye İstişare Toplantısı, İzmir Balçova Termal Otel Seminer Salonunda gerçekleştirildi. MÜSİAD İzmir Şubesi ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye'nin lojistik üs için uygun coğrafi konuma sahip olduğunu belirterek, lojistik merkez çalışmaları için liman altyapısının da büyük önem taşıdığını söyledi. 

 

“Altyapı çalışmaları tamamlanmalı” 

Lojistik gelirlerini artırmanın ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gerektiğine işaret eden Uçarmak, "Türkiye’nin liman altyapısı lojistik üs olabilmemiz için hiç uygun değil. Bu sorunların hepsi bizim sorunlarımız, o nedenle açıklıkla konuşmak gerekiyor. Türkiye’de dünyadaki örnekleri gibi planlanmış yapılan çok az liman var, diğerlerinin tamamı iskele. Bir Ambarlı Limanı’na gidin, vaktiyle iskele olarak başladı, şu anda beş ayrı iskeleden liman çıkarmaya çalışıyoruz. Vaktiyle arkadaşlarımızdan bir tanesi Google’dan dünya limanlarının görüntüleri çıkarmıştı. Bizim limanlarımızın hepsi karikatür gibi. Bir Hamburg, Shangay Limanı’na bakın, bir düzen, intizam bir liman olarak planlanmış bir şey var orada. Tabi ki ticareti geliştirmek için herkese iskele izni vermek lazım. Onların büyüdükçe limana dönüşmesi lazım ama arada oluşan sorunları da liman açısından halletmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Türkiye’de gümrük işlemi yapan 174 tane liman ve iskele var. Alt yapısı düzgün çok az yerimiz var. Son zamanlarda özel sektör girdi ve onlar da biraz daha düzen ve intizam var" diye konuştu. 

 

Türkiye’nin lojistik üs olması 

Türkiye’nin lojistik üs olmasında koşulların son derece uygun olduğunu ifade eden Sezai Uçarmak, "Fakat bazı kurumları çabuk dejenere ediyoruz. Mesela 60-70’li yıllarda İstanbul Ticaret Odası’nın yayınlarına baktığınızda hep vurgulanan; transit, antrepo, tır sistemi. Lojistik üs olmanın en önemlileri bunlar değil midir? Dolayısıyla depolamadan bir kârınız olacak. Sadece Türkiye’yi Orta Asya veya İran-Avrupa arasında sadece bir geçiş güzergahı olarak düşünmek Türkiye’ye bir şey kazandırmıyor. Çünkü Türkiye’nin limanlarına, antrepolarına mal taşımamız gerekir. Orada elleçleme bir idari işlem ya da ticaret marjı oluşturmamız lazım ki sizin bundan bir kârınız olsun. Yoksa öbür türlü tabi ki onunda katkısı var ama sadece Türkiye üzerinden kamyonların geçmesinde egzoz dumanından başka kalacak bir şey kalmaz" dedi. 

 

Bakü-Tiflis-Kars bağlantı yolu 

Bakü-Tiflis-Kars bağlantı yolunun da lojistik çalışmalar için önemli olduğunu, ancak gerekli hıza ulaşmadığını söyleyen Uçarmak, “Bakü-Tiflis-Kars demiryolu çok önemli ama ben üzüntüyle ifade etmek istiyorum, burası da maalesef gerekli hızla çalışmıyor. Günde bir tren bile gelmiyor. Bizim gelinen öneme uygun şekilde bu müesseseleri geliştirmemiz lazım. İlişkilerimiz veya bağlantıları iyileştirmek bakımından belki hemen yolcuya da açmak lazım bu hattı ki buraları daha fazla ticarete uygun bir mekan veya vasıtalar haline getirsin” dedi. 

Uçarmak, Türkiye'deki A tipi antrepoların da geçici depolama için değil, ticarete konu mallar için kullanılması ve verimli hale getirilmesi gerektiğini de belirterek, Ticaret Bakanlığı olarak iş insanlarıyla sınır geçişlerinin kolaylaştırılması gibi konularda her türlü işbirliğine açık olduğunu ifade etti. 

 

“Anadolu lojistik noktalarından biri” 

MÜSİAD Genel Başkan Vekili Mahmut Asmalı da hız ve yenilik gibi kavramların günümüz ticaretinde büyük önem taşıdığını belirterek, "Türkiye olarak elimizdeki her bir kozu isabetli biçimde kullanmalıyız. Hedeflerimiz büyük, kendi gücümüzün de farkında olarak yürüyeceğiz. Coğrafi konumu ile Anadolu lojistik noktalarından biri olmuştur. Türkiye doğu ile batı, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlıyor ve küresel ticaret için stratejik noktada olması sebebiyle de güçlü ve gerekli tecrübe ile bilgi birikime sahibiz. Bizler bütün avantajlarımızı isabetli şekilde kullandığımız takdirde, Türkiye’nin her türlü alanda lojistik merkezi olması önünde hiçbir engel bulunmuyor” dedi. 

MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Yayman ise Türkiye'de taşımacılığın ağırlıklı olarak karayolları üzerinden yapıldığını, bunun da trafik ve gürültü çevre kirliliği gibi sorunlara neden olduğunu, diğer ulaştırma yollarının da dengeli kullanılabileceğini ifade etti. 

 

“Genç nüfusumuz bize müthiş bir güç sağlamaktadır” 

MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Bilal Saygılı da dünyanın bir dönüşüm içinde olduğunu ve değişim dalgasının her sektörde etkili olduğunu ifade ederek şunları söyledi: 

“Lojistik sektörünün de bu değişim sürecinden payını aldığını görüyoruz. Dönüşümü domine eden unsurlara baktığımızda, en önemlilerinden birinin, baş döndürücü biçimde ilerleyen teknolojik gelişmelere, uyum hızı olduğunu görüyoruz. Bu noktada, övündüğümüz ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın da ilgisini çeken genç nüfusumuz, bize müthiş bir güç sağlamaktadır. Genç nüfus demek, yeniliğe ve gelişime açık taze beyinler demektir. Dolayısıyla, dünyadaki değişimi doğru okuyarak geleceğe yönelik yeniden dizayn edilen lojistik sektörü de bu gücü arkasına almalıdır. Artık neredeyse hiçbir alanda işler, geleneksel yöntemlerle yürümüyor. Teknoloji temelli oluşan değişim, firmalar, hatta ülkeler arasında bir 'fark oluşturma' mücadelesine dönüşmüş durumda. Biz de iş insanları olarak adımlarımızı, yeni yatırımlarımızı, elimizde bulundurduğumuz gücü fark ederek ve çağın gerekliliklerini en iyi şekilde analiz ederek şekillendirmeliyiz. Böylece, Türkiye lojistik sektörünün dünyada önemli bir noktaya erişmesi işten bile değildir.”